GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Uye olarak desteklerimizi sunalim.

Join the forum, it's quick and easy

GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Uye olarak desteklerimizi sunalim.
GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8

Aşağa gitmek

pomak - Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8 Empty Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8

Mesaj tarafından pomaklar.com Perş. Ağus. 11, 2011 1:50 pm

Pomak Timraş Cumhuriyetinin kurulmasına en büyük etkiyi edenlerden birisi kuşkusuz Osmanlı-Rus savaşı olmaktadır.Bu büyük savaşın sonuçları itibariyle Rodoplarda bir Pomak devletinin kurulması gerekliliğini tetiklemiş ve nihayetinde savaş sonrasında Timraş Cumhuriyeti kurulmuştur.
Bu bölümümüzü 1877-78 Osmanlı-Rus savaşına ayırmak gerekmektedir.Timraş Cumhuriyetinin varlık sebeplerini anlamak için, doğal olarak bölgenin(balkanların) o dönemdeki tarihini iyi irdeleme zorululuğu vardır.

Bu savaş,sonuçları itibariyle Osmanlıyı, balkanlardan bir daha geri dönmemek üzere çıkaran bir etken olmuştur.Pomaklar açısından ise 1000 yılı aşkın süredir yaşadıkları topraklarda hemde slav kardeşlerince ,sırf islam dininden olmalarından kaynaklı ,büyük katlımaları yaşamalarına ve Pomakların büyük çoğunluğunun, savaş sonucunda ana vatan topraklarını terketmesiyle sonuçlanacak büyük ,acılı bir yüzyılın başlangıcını oluşturmaktadır.Osmanlı-Rus savaşı, sonuçları itibariyle Pomak halkı açısından bir milat oluşturmaktadır.
Pomak Tımraş Cumhuriyetinin kurulmasına sebep oluşturan konuları şimdi sırasıyla inceleyelim;

1)- 1877–1878 Osmanlı – Rus Savaşı

Rusya Balkan Slavlarının haklarını korumak bahanesi ile 24 Nisan 1877’de Romanya topraklarını geçerek Osmanlı Devleti’ne savaş açtı.Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmesi ile birlikte,Rusyanın bus avaş ilanından önce Avrupa devletleri nezdinde yurttuğu diplomasi trafihi sonucunda Avrupa devletlerinden Fransa, Almanya, İtalya ve Avusturya doğrudan tarafsızlıklarını ilan etmişler, İngiltere açısından Boğazlar önemli bir yerdi ve bundan dolayı İngiltere Boğazların güvenliğinin tehlikeye düşme ihtimalinde ,yürütülen savaşa seyirci kalmayacağını bildirdi[10].
Rusya savaş başlamadan önce Balkanlarda olduğu gibi Kafkasya’da da askeri tedbirler almıştı.Devamında sadece Kafkasya’ya değil Doğu Anadolu’ya da egemen olmak istiyordu.
Tabiki Osmanlı her koşulda bu savaşın çok çetin geçeceğini gördüğü için, mevcut Osmanlı ordusu için harici yardımlar bulmaya çalışıyordu.Bu çerçevede Mayıs 1877’den itibaren Osmanlı Devleti’ne sınırları dışından da yardım gelmeye başlamıştı.Buhara ve Kaşgar Emiri ile Doğu Hindistan Müslümanları ve istanbul’a gelen çok sayıda Polonyalılar ortak düşmana karşı Osmanlı safında savaşacaklarını bildirmişti. Bunların yanı sıra istanbul’da bulunan Şeyh Şamil’in torunu Şamil Bey, Çerkezleri Ruslara karşı hazırlamakta, Afganistan Emiri İskender Bey de Osmanlı Devleti’nin yanında savaşa hazır olduklarını bildirmişti.[11]
Osmanlı – Rus Savaşı Balkanlar’da Tuna ve Anadolu’da Kafkasya Cephesi olmak üzere iki cephede başlamıştır. Savaş başlarken Osmanlı ordusunun toplam mevcudu 490.000 olarak verilmektedir [12].Savaşın başında birliklerin, 309.908’i Balkanlar’da, 101.100’u Kuzeydoğu Anadolu’da bulunmaktadır. Balkanlarda bulunan Osmanlı birliklerinin 186.500’u Bulgaristan ve Trakya’da, 107.500’u Bosna – Hersek’te geri kalan küçük bir kısmı ise muhtelif bölgelerde bulunmaktadır. Anadolu’da bulunan birliklerin ise 70.900’u Kars – Ardahan – Beyazıt üçgeninde, 20.800’u Batum bölgesinde konuşlandırılmıştır [13].

Osmanlı ordusunun bu durumuna karşılık Rus ordusu 592.000 askerden oluşuyordu 261. Bu ordunun 147.500’u Kafkas Cephesi’nde, 445.000 Balkanlar’da Tuna Cephesi’nde bulunuyordu [14]. Romanya’nın da Rusya’nın yanında savaşa girmesi ile 56.000 kişilik Romen ordusu da Ruslara katılmış, böylece Rus ordusunun asker mevcudu yarım milyonu aşmıştır.
1877-1878 Osmanlı Rus Harbi başladığı sırada Babıali Rusları zor durumda bırakarak biraz zaman kazanmak amacıyla Rus sınırındaki Çerkes ve Abazaları ayaklandırmaya çalışmıştı. 1877 Mayıs ayının ortalarında Osmanlı savaş gemileri Karadeniz’e geçerek Kafkas sahilindeki Suhum Kalesi’ni bombalamıştı. Bu sayede Rusların buraya asker sevk etmesini sağlayarak Rus birliklerini bir ölçüde de olsa bölmeye çalışmışlardı.[15]

Savaşın ilerleyen dönemlerinde Sırpların da Rusya’nın yanında savaşa girmesi ve Bulgar gönüllü birliklerinin oluşturularak Rus ordusunun hizmetine girmesi ile Rus ordusu asker bakımından takviye edilmiştir. Rus ordusu 30 Haziran 1877’de General Gurko önderliğinde Tirnova’yı ele geçirmek için harekete geçmişlerdir. Bir taraftan da bölgedeki Bulgarlar ayaklanmaya teşvik edilerek Osmanlı ordusu zor durumda bırakılacaktı.Gurko kuvvetleri 1Temmuzda Tirnova’yı, 19 Temmuzda Şipka Geçidi’ni ele geçirmişlerdir.

General Gurko komutasındaki 14. Rus Kolordusu Balkanlarda ilerlerken, Rus ordusuna en büyük direnişi gösteren Plevne komutanı Osman Paşa ,Plevne şehrin tahkimatını kuvvetlendirmiş ve burada güçlü bir savunma hattı oluşturmuştur.Osman Paşa komutasındaki 46 tabur asker ile önce 20 Temmuzdaki 1.Rus taarruzunu ve bundan 10 gün sonra 2.Rus taarruzunu başarı ile püskürtmuştur[16]. Osman Paşa bu çarpışmalarda Ruslara ağır zayiat verdirmiş, ancak yeterli ve ileriye dönük bir netice alınamamıştır.Osman Paşa 10 Aralık 1877 tarihine kadar Plevne’yi savunmuştur.

Plevne düştükten sonra büyük bir hızla ilerleyen Rus orduları, 22 Ocakta Edirne’ye 6 Şubatta İstanbul önlerine Çatalca’ya gelmişlerdir. Rus ordularının İstanbul önlerine gelmesi üzerine Osmanlı Devleti mağlubiyeti kabul ederek barış istemek zorunda kalmıştır.
Bu savaşın her ne kadar Timraş Cumhuriyetinin kurulmasına sebep olduysada,savaşın sonucunda Rus ordusunun İstanbul önlerine kadar gelmiş olması ,Timraş Cumhuriyetinin Osmanlının müdahalesiyle ve Rus ordusunun Edirne sınırına kadar çekilmesi karşılığında yıkılmasınada sebep olacaktır.Böylece Rus ordusu karşısında yenilmeyen Pomak orduları, masada Osmanlının da müdahalesiyle kaybedeceklerdir.

Pomak Timraş Cumhuriyeti’nin kurulmasının diğer iki önemli adımı Ayastefanos ve Berlin Kongreleri olacaktır.

Devam edecek……

İbrahim Kenar / Stockholm

——————————————


[10]-ARTUÇ, Nevzat, Osmanlı Devleti’nde Bulgar İsyanları ve Bulgar Meselesi (1878 – 1886), Basılmamış -s.63
[11]-Kezban Acar, “Kafkasya’da Rus stilası ve Direniş Hareketleri”, TÜRKLER, c. XVIII, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002, s. 519.
[12]-GENOV, Stonko, Osvoboditelnata Voyna 1877–1878 Sofya, Nauka İzdatelstvo, 1978.-s. 53. (Aktaran, İsmail Yıldız)

[13]-KARAL, E.Ziya, Osmanlı Tarihi (2. Baskı), Ankara,TTK, 1976. -s. 43.
[14]-Genov, a.g.e, s. 53.
[15]-Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, Ankara: Sevinç Matbaası, Kültür Bakanlığı Yayınları/1194,Kültür Eserleri Dizisi/150, 1990, s. 94.
[16]-Genov, a.g.e, s. 83.


http://pomaknews.com/?p=4968


En son pomaklar.com tarafından Cuma Ekim 19, 2012 10:08 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

pomak - Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8 Empty Geri: Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8

Mesaj tarafından pomaklar.com Salı Eyl. 20, 2011 4:48 pm

Yeşilköy (Ayastefanos) [17] Antlaşması

3 Mart 1878’de imzalanan Ayestafanos (Yeşilköy) Antlaşması Pomak halkı için tarihi bir dönemeci işaret ediyordu. Rodoplar’da antlaşması sonrası dönemde Rus ve Bulgar mezalımıne karşı ve Osmanlının bölgeden çekilmesiyle "Ya Osmanlıda kalırız ,yada bağımsız oluruz" şiarıyla ortaya çıkmış olan Pomak Timraş Cumhuriyeti Rodoplarda örgütlenmeye başlanmış oluyordu.

Rodoplar bölgesi hiç şüphesiz ki, Pomak halkı acısından özel bir anlam ihtiva etmektedir.Zamanın en yoğun Pomak nüfusunun yaşadığı ve 5-6 yy.lardan beri , bin yılı aşkın süredir Pomak halkının yaşadıkları topraklar Rodoplar olmuştur. Diğer yandan güvenliğini alma noktasında coğrafi olarakta Pomaklara kucak açmış önemli , bir o kadarda stratejik bir bölgeyi ifade ediyor. Osmanlı Devleti’nin Dağılma Dönemi’nde büyük ve orta ölçekli devletlerin bölge üzerindeki farklı stratejileri ve buna karşılık Pomak halkının bu oyunları bozmaktaki azmi her koşulda takdiri haketmektedir.

Pomak Timraş Cumhuriyetine Son Durak.

Rodoplar’daki Pomak Cumhuriyeti’ni ele alırken, bu şanlı direnişi ortaya çıkaran, Osmanlı-Rus savaşının sonrasında imzalanan Yeşilköy Antlaşması’na atıfta bulunmak kaçınılmaz olmaktadır.
Yazımızın önceki bölümlerindede bahsettiğimiz gibi 1877–78 yıllarında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında büyük bir savaş yaşanmıştır. Bu savaş Osmanlı Devleti açısından makro yıkımlara neden olurken; çöküş döneminin, yani sonun başlangıcını başlatmış bulunmaktaydı.
Ruslar bu savaşta Osmanlı Devleti’ne karşı izledikleri her zamanki savaş stratejisini yine uygulamışlar ve Kafkasya ile Balkanlar olmak üzere iki koldan Osmanlı Devleti’ne saldırmışlardı. Kafkasya’da Ardahan ve Kars’ın düşmesinin ardından Osmanlı kuvvetleri ancak Erzurum’da tutunabilmişti. Balkanlar’da ise Plevne üzerinden Ruslar Tuna’yı geçmişlerdi. Ruslar biraz daha güneye inerek Filibe’de Süleyman Paşa’nın ordusuyla karşılaşmıştır. Süleyman Paşa’nın ordusu da Rusları durduramamış ve Rus güçlerinin daha güneye inmelerinin yolunu açmıştır. Bu noktada, Süleyman Paşa’nın birliklerinin özellikle Pomak kökenli olanlarının ve diğer bir kısmının Rodop Dağları’na çekilmesi ,oluşturulacak olan Pomak Cumhuriyetinin askeri temelini oluşturmak için iyi bir fırsat yaratmıştı. Ruslar Rodoplara giremeyince güney istikametinde ilerleyerek Edirne’yi işgal etmişler ve Çatalca önlerine kadar gelerek İstanbul’u baskı altına almışlardı.
Rusların İstanbul önlerine kadar gelmesi ile Osmanlı Devleti, barış yollarını aramaya başlamış ve Paris Antlaşması’nı imzalayan Avrupa devletlerine müracaat ederek bir mütareke için aracılık yapmalarını istemiş, fakat olumlu bir yanıt alamamıştır. Bu gelişmenin üzerine Osmanlı Devleti doğrudan Rusya’ya müracaat etmiş ve mütareke istemiştir. Bunun neticesinde önce 29 Ocak 1878’de Edirne Mütarekesi imzalanmış [18] ve Barış antlaşması hazırlıklarına başlanmıştır.
Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki barış görüşmeleri Ayastefanos’ta başlamıştır. Barış görüşmelerine Osmanlı Devleti’ni temsilen Hariciye Nazırı Safvet Bey ve Berlin Elçisi Sadullah Bey, Rusya adına ise Kont Ignatiev ve Nelidov’un katılımıyla 19 Şubat 1878’de başlamıştır [19] .
Osmanlı heyeti Rusya’nın isteklerini hafifletmek için yoğun bir çaba sarf etmiş ancak başarılı olamamıştır. Nihayetinde 3 Mart 1878 tarihinde 29 Madde ve 1 ek maddeden oluşan Ayastefanos Antlaşması imzalanmıştır [20] .

Söz konusu antlaşmanın maddeleri itibariyle Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’da bir etkinliği kalmıyordu. Bu antlaşmanın temel maddelerine göre;

1. Tuna’dan Ege Denizi’ne Karadeniz’den Arnavutluk’a kadar olan bölgede Büyük Bulgar Krallığı kuruluyordu.
2. Yine bu antlaşma hükümleri itibariyle, Sırbistan, Romanya ve Karadağ bağımsız oluyordu.
3. Bosna Hersek ise özerk bir statüye kavuşuyordu.
4. Ruslar Doğu’da bazı yerleri alıyor ve Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya 30 bin Ruble savaş tazminatı ödemesi öngörülüyordu.

Ancak sözkonusu antlaşmanın Pomaklarla ilgili olan kısım Bulgaristan olduğu için ,daha ziyade bu husus üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Söz konusu antlaşmaya göre; Bulgaristan, Osmanlı Devleti’ne vergi verecek ancak, ülke sınırları içerisinde Osmanlı askerinin bulunmaması öngörülmekte idi. Bulgarlar kendi milis güçlerine sahip oluyorken; Ruslar da bunun kurulmasına katkı sağlamak amacıyla 2 yıl süreyle Bulgaristan’da kalıyordu.

Bizim için ve konumuz itibariyle de antlaşmanın Bulgarlar ve Bulgaristan ile ilgili maddeleri tabiki öne çıkmaktadır.

Antlaşma maddelerine göre;

− Bulgaristan Osmanlı Devleti’ne vergi bağı ile bağlı muhtar bir Hristiyan prensliği haline getirilecektir. Bulgaristan’ın sınırları Rus ordusu Rumeli’yi boşaltmadan önce, Osmanlı ve Rus üyelerden oluşan bir komisyon tarafından belirlenecek. Ancak Tuna’dan Ege Denizine kadar olan Osmanlı toprakları ile Kosova ve Manastır vilayetleri tamamen, Batı Trakya ve Selanik vilayetinin bir kısmı Bulgaristan’a ait olacaktır.

− Bulgaristan prensi halk tarafından seçilecek ve büyük devletlerin onayı ile Osmanlı Devleti tarafından atanacaktır. Büyük devletlerin hanedanlarına mensup olanlar Bulgaristan prensi olamayacak. Bulgaristan prensliği boşaldığı zaman yerine seçilecek prens de aynı şartlar ile seçilecektir. Bulgar ileri gelenlerinden oluşturulacak, Filibe veya Tirnova’da toplanacak bir meclis, Prens seçilmeden önce bir Rus komiserinin nezareti altında ve Osmanlı komiseri huzurunda 1830 tarihinde imzalanan Edirne Antlaşması’ndan sonra Tuna prensliklerinde belirtilmiş olan Bulgar Dairesi Nizamnamesi’ni tertip ve tanzim edecektir.

− Bulgaristan’da Osmanlı askeri bulunmayacak, eski kalelerin hepsi yıkılacaktır.

− Bulgaristan daha sonra Osmanlı Devleti’nin göstereceği bir banka vasıtası ile Osmanlı Devleti’ne ödeyeceği yıllık verginin miktarı yeni idarenin ise başladığı birinci senenin sonunda Osmanlı Devleti, Rusya ve Diğer Devletler tarafından birlikte kararlaştırılacaktır.

− Bulgaristan’da iki yıl içerisinde millî askerin kuruluşuna kadar asayişin muhafazasına yardımcı olmak amacı ile altı piyade fırkası ile iki süvari fırkasından ibaret Rus kuvveti Bulgaristan’da bulunacaktır.

− Bulgaristan’da emlak sahibi olup ta prensliğin hudutları dışında ikamet edecek olan Müslüman ve diğer halkın emlaki başkalarına idare ettirmek üzere kendi tasarruflarında kalacaktır.

− Tuna üzerinde bulunan kalelerin tamamı yıkılacak ve bundan sonra nehrin kıyılarında böyle kaleler yapılmayacaktır. Bulgaristan sularında savaş gemisi bulunmayacaktır. Karakol vapurları ile nehir güvenliğini korumaya ve gümrük işleri ile görevli olan küçük gemiler bundan istisna olacaktır [21] .

Ayastefanos Antlaşması ile Osmanlı Devleti Balkanlardaki hâkimiyetini büyük ölçüde kaybetmişti. Buna karşılık Rusya Bulgarlara kurdurduğu devlet vasıtası ile Ege Denizi’ne ulaşmıştır. Bulgarlar ise Tuna’dan Ege Denizine, Karadeniz’den Makedonya’nın batısına kadar uzanan bir devlete sahip olarak, bir taraftan Paisiy Hilendarski’nin yüzyıllık rüyasını gerçekleştirmiş oluyorlar diğer taraftan da Ortaçağ Bulgar Krallığı’nı yeniden ihya etmiş oluyorlardı.
Ayastefanos Antlaşmasının imzalanması ve bu antlaşma ile oluşan mevcut durum Avrupa’da büyük yankılar uyandırmıştır. Bu antlaşmaya Bulgarlar ve Ruslar dışındaki bütün Avrupa ve Balkan devletleri tarafından karşı çıkılmıştır. Bu rahatsızlıklar Ayastefanos Antlaşması’na karşı tepkilerin yükselmesine neden olmuştur. Rusya ise bu tepkilere karşı çıkamayarak yeni bir kongre ile durumun yeniden gözden geçirilmesini kabul etmek zorunda kalmıştır. Bulgarlar Ayastefanos Antlaşması’ndan büyük kazançlar elde etmişler ancak bunları muhafaza edememişlerdir. Ancak Ayastefanos Antlaşması ile adeta ölü olarak doğan Büyük Bulgaristan Devleti Bulgarların psikolojisinde önemli bir yer etmiştir. Zira Bulgarlar daha sonraki dönemlerde Ayastefanos Bulgaristanı’nı yeniden ihya etmek için büyük çabalar sarf edecekler, bu amaç doğrultusunda Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı’na girecekler ancak bu savaşlardan büyük millî felaketler yaşayarak çıkacaklardır [22] .
Tüm bu gelişmelerin en önemli sonucu Rodop Timraş Cumhuriyetinin kurulması olmuştur.Osmanlı ordusunun direnemediği Rus ordusunu ,yıllarca topraklarına sokmayan ve destansı direnişler yaratan Pomak halkı kendi cumhuriyetlerini ilan edecekleri geri dönülmez yola girmiş oluyorlardı.
Bu antlaşmanın ardından artık Pomak Timraş Cumhuriyeti adım adım örülmeye başlanmıştı..

Devam edecek.........

İbrahim Kenar / Stockholm
------------------------------------------------
17-Bulgar Kaynaklarında San Stefano olarak geçmektedir.
18-HRİSTOV, Hristo, Osvobojdenieto Na Bilgariya, Sofya, B.A.N. 1982. s. 85
19-MARİNOV, Marin, Rusko Türsko Osvoboditelna Voyna, Sofya, Dirjavna İzdatelstvo, 1977 s. 193
20-Marinov, a.g.e, s. 193
21-ARTUÇ, Nevzat, Osmanlı Devleti’nde Bulgar İsyanları ve Bulgar Meselesi (1878 – 1886) , s.87 – 88 .
22-Rıdvan Tümenoğlu, “Bulgar Kaynaklarına Göre Mondros’tan Lozan’a Bulgaristan ve Türk
Bulgar İlişkileri”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
2007, s.2


http://pomaknews.com/?p=5133
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

pomak - Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8 Empty Geri: Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8

Mesaj tarafından pomaklar.com C.tesi Kas. 26, 2011 1:03 pm

Timraş Devleti’nin Kurulma Süreci

Önceki bölümlerimizden de bildiğiniz üzere , 1877–78 yıllarında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında büyük bir savaş yaşanmıştır. Bu savaş Osmanlı Devleti açısından makro yıkımlara neden olurken; çöküş döneminin, yani sonun başlangıcını başlatmış bulunmaktaydı. Osmanlının Rus saldırıları karşısında yenilgiye uğramasıyla,bölge tarihte görülmemiş bir savaşa ,daha doğrusu katliamlara sahne olmaya başlamıştı,üstelik azınlığın çoğunluk üzerinde yaptığı katliam olarak tarihe ibretlik olarak düşecek şeyler yaşanmakta idi.Savaş öncesi bölgede 2,5 milyon Bulgar nüfusa karşı yaklaşık 4 milyon Bulgar olmayan nüfusun bulunması [23] Rusların ve Bulgarların işini oldukça zorlaştırmıştır.

Kazak (Rus yanlısı) ve Bulgar komitaları bu demografik dengeleri Bulgarların lehine çevirmek için değişik çalışmalar yapmış, hatta savaş esnasında Türklerin Rusya’ya sürülmesi için faaliyetler yürütmüştür [24].

Komitanın bölgedeki Pomak ve Türk nüfusunu azaltmaya yönelik diğer önemli bir çalışması da müslüman köyleri önce silahsızlandırarak sonra Don Kazakları vasıtası ile yök etmek veya bu bölgeyi terk etmeye zorlamak olmuştur [25] .Bu sistemli faalliyetler Bulgar Devleti’nin alt yapısını oluşturmuş ve Bulgaristan Devleti’nin temellerini atmıştır. Ancak şu unutulmamalıdır ki bu durum Balkanlar’da 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sırasında yüz binlerce masum insanın katledilmesini sağlamış , bir o kadarının da vatanlarından ederek göç yollarında telef olmasına neden olmuştur [26] Tüm bu gelişmeler doğrultusunda cephe hattındaki Pomakların küçük bir kısmı ile Türklerin büyük kısmı Osmanlının güvenli bölgelerine doğru geri çekilmeye başlamıştı. Burda geri çekilmeye yanaşmayan,topraklarını savunma kararlığında olan Rodoplardaki Pomak halkı (Daha sonra bu direnişe Lofça Pomakları da isyanlarıyla katılacaklar ve Pomak halkının birlik ruhunun yaşadığını haykıracaklardı) kendi direnişini örgütleme fikriyle hareket ederek anavatan topraklarını savunma kararlılığına girdiler.
Tabiki Pomakların bu Cumhuriyeti kurma gerekçeleri öncelikli olarak bölgedeki katliamlardan korunma amaçlı bir öz savunma sistemlerini kurma istekleriydi.Daha sonrada değineceğimiz gibi ,Timraş Cumhuriyeti kuruluş bildirgesinde, öncelikli sorunlarının can ve mal güvenliklerini sağlamak olduğu ve eğerki Osmanlı bölgeden giderse (geri gelmemek üzere) diğer tüm yeni kurulan devletçikler gibi kendi Cumhuriyetlerini kurup bağımsız kalacaklarını beyan edeceklerdir.
Ayastefanos ( daha doğrusu Ayios Stephanos-şimdiki ismi Yeşilköy ) andlaşmasıyla savaşın son bulduğu1878 Martı geldiğinde,sığınmacılar az sayıda bölgeye tıklım tıklım dolmuş idiler: Şumnu-Varna yöresinde ( yaklaşık 230 000 kişi),Burgaz ( 20 000 kişi), Rodop dağlarındaki Pomak bölgesine(100 000 kişi),Gümülcine (50 000 kişi)ve İstanbul ( 200 000 kişi) .
Batı Bulgaristandaki sığınmacılar,Sofya’ya yahut Bosna ile üsküp’e gittiler.Orta Bulgaristanlı sığınmacılar Eski Zağra ile Filibe ye gittiler. Her bir kentin düşmesi üzerine,oraya gelebilmiş sığınmacılardan birçoğu daha güvenli saydıkları bölgelere ulaşmak için yeniden yolan çıkıyordu.[27]
Fakat sığınmacıların güvenli bölgelere ulaşma şansına kavuşanları bile yaşadıkları acıları üzerinden atamıyacak durumda idiler.İngiliz temsilci Çullen bu durumlara bizzat tanıklık ederek, bir anlatımında aynen şu şekilde yaşananlardan bağsetmektedir.”….Rusların ve Bulgarların talan ettiği ya da yıktığı köylerden her gün nice sığınmacı geliyor ve (onları dinlemiş olan Cullen’in deyişiyle) “Bu yabanilerden gördükleri davranışlardan” yakınıyorlar(Cullen’in ) Dediğine göre , ” Bildiğiniz gibi çok şeyler görmüş bir insan olmama rahmen , Rus ve Bulgar zulmü hakkında duymakta olduğum hep birbirine benzer anlatımlar bu berbat savaşta duyduğum ya da gördüğüm herşeye baskın ; başka bir sonuca varmam olanaksızdı: Ruslar,müslümanların soyunu kurutmak için kararlı bir politika izlemekte idiler…” [28]

Tüm bu yaşananların ardından doğaldırkı Rodop bölgesin Pomakları artık Osmanlının bölgedeki varlığının kalmayacağını anladıklarında ,kendilerini örgütlemeye başlamış ve bağımsız bir cumhuriyet kurma çalışmaları yapmaya başlamışlardı.

Rodoplar bölgesi hiç şüphesiz ki, Pomak tarihi açısından özel bir anlam ihtiva etmektedir. Osmanlı Devleti’nin dağılma dönemi’nde büyük ve orta ölçekli devletlerin bölge üzerindeki farklı stratejileri ve buna karşılık Pomak halkının bu oyunları bozmaktaki azmi, bizlere tarihsel ve efsanevi boyutu hakkında çeşitli ipuçları vermektedir. 93 Harbi sonrasında bölgede kurulmuş olan Pomak Tımraş Cumhuriyeti dönemin zor koşullarına rahmen güçlü Rus ordusunu durdurup, aman dedirtebilme gücüne erişmiş ve milyonlarca Pomak ve müslümanın hayatını kurtarma başarısını göstermiştir.
İşte bu noktada üzücü olan husus, çok sayıda insanımız soykırıma tabi tutulmuş olmasıdır. Justın McCarthy’nin de “Ölüm ve Sürgün” isimli eserinde belirttiği gibi 93 Harbi bir “Irklar ve Yök Etme Savaşı” şeklinde gerçekleşmiş ve savaşın bedelini sivil halk ödemiştir.

Sığınmacılardan bir çoğu ketlere ulaşamadılar yollarda katliamlara uğrayıp öldürüldüler,ayrıca sığınılan kentlerin birçoğunda da güvenlikte bulunma durumu uzun sürmedi.
Bu dönemde yaşanmış olan katlımaların hepsi kayıt altına alınamamış olsa da ,rakkamlar uluslararası kaynaklarla karşılaştırıldığında karşımıza ortalama kayıp sayıları şu şekilde çıkmaktadır.
• Irza tecavüz ve Öldürme: 56.000
• Öldürülen erkekler: 290.000
• Öldürülen Kadınlar: 190.000
• Öldürülen Çocuklar: 85.000

İşte, Rodoplar’daki kahramanlar bütün bunların hesabını sormak için ve geride kalan Pomakların ve kardeş halk olarak gördükleri ve kendisine sığınmış olan Türklerin can ve mal güvenliğini korumak için anavatan toprakları olan Rodop dağlarında kendi hakimiyetlerini ilan etmişlerdir.Onbinlerce Türk de Rodoplar’a, Müslüman kardeşleri yanına sığınmıştır[29].
Bulundukları bölgeyi Cumhuriyet temelinde örgütleyip ,kendi yönetimlerini oluşturmuşlardır. Her Pomak köyünü tek tek örgütlenerek,temsilcilerini seçtirdiler ve bu temsilciler vasıtasıyla bir kurucu meclis oluşturdular .Akabinde Pomak Timraş Cumhuriyetinin varlığı sağlanmış oldu.

———————————–
İbrahim Kenar / Stockholm
———————————–

Kaynaklar;
[23]-Şimşir Bilal N–British Documents on Ottoman Armenians. C.I (1886-1890) Ankara 1985 syf. 168.
[24]-Şimşir Bilal N — a.g.e, syf. 170
[25]- Şimşir Bilal N–a.g.e, syf. 172
[26]-Bu dönemde Balkanlardan yapılan göçler ve katliamlar ile ilgi Bkz. Yıldırım Ağanoğlu, Osmanlı’dan Cumhuriyete Balkanların Makûs Talihi Göç, İstanbul, Kum Saati Yayınları, 2001, s.
[27]- Justin McCarthy-Ölüm ve Sürgün-İnkılap Yayinlari-syf:87.
[28]- Simsir Bilal N.a.g.e, syf: 514 – 515
[29]- Prof. Dr. Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy-Sanat Eserlerinde Rodop Müslümanlarının Dramı.-Ankara, 25.03.2007

Genel kaynaklar:

Ahmet Aydın; “Batı Trakya Faciasının İç Yüzü”, İstanbul: Akın Yayınları, 1971.
Batı Trakya’nın Sesi, Sayı:65, Ağustos 1988.
Tevfik Bıyıklıoğlu ; Trakya’da Milli Mücadele, I.Cilt, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987.
Nevzat Gündağ ; “Garbi Trakya Hükümet-i Müstakilesi”, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1987.
Tuncay Özkan; “MİT’in Gizli Tarihi”, İstanbul: Alfa Yayınları, 2003.

Devam edecek……..

pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

pomak - Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8 Empty Geri: Pomak Timraş Cumhuriyeti-5-6-7-8

Mesaj tarafından pomaklar.com Cuma Ekim 19, 2012 10:07 am

Pomak Timraş Cumhuriyeti-8-

Rodoplar’da başlayan ilk isyan hareketi, sonrasında bütün Doğu Rumeli’ye yayılmıştır. Bu kapsamda Ayestafanos Antlaşmasının imzalanmasından 40 gün sonra Rodoplar’daki direnişçiler ile Rus-Kazak süvari birlikleri arasında sert çarpışmalar yaşanmıştır.
Hacı İsmail Ağa yönetimindeki Pomak Ordusu askerleri burada Ruslara ağır kayıplar verdirmişlerdir. Rodoplar’da yükselen tansiyon, General Gürko’yu bölgeye sevk etmiş ve Rus General, Rodoplar’ı ele geçirmekle söz konusu durumun sona ereceğini düşünmüştür. Bu doğrultuda Kırcaali ile Mestanlı arasında bulunan 11. Rus süvari taburu ile 7– 8 Bulgar gönüllü süvari taburu, Rodoplar’a Pomak mevzilerine doğru yürümüşlerdir. 20 Nisan 1878’de gerçekleşen bu çarpışmada Hacı İsmail Efendi komutasındaki Pomak Ordusu askerleri tarafından geri püskürtülmüşlerdir.
Bunu gerçekleştiren isimler kimlerdir?
Bu noktada on plana çıkan 4 isim bulunmaktadır:
1. Timirski Ahmet Ağa (Başkomutan & Timraş Cumhuriyeti Başkanı)
2. Hidayet Paşa (Başkomutan)
3. Hacı İsmail Efendi (Rodop Bölgesi komutanlığı)
4. Kara Yusuf Çavuş (Plevne, Tatarpazarcığı, İslimiye, Lofça ve Kazanlık sahası)
Bütün bunların yanı sıra, Çirmenli Ali Efendi, Hacı Mümin, Hacı Ragıp, Kırcalılı Abdullah, Hacı Halil Efendi gibi önemli isimleri de saymamız mümkündür.
Rodoplar’daki direnişe Pomak halkı en önde katıldığı gibi, aynı zamanda Süleyman Paşa’nın Rodop Dağları’na çekilen kuvvetlerinin bir kısmının da katıldığını söyleyebilmek mümkündür.Bu kesimlere Rus ve Bulgarların yaptığı katliamlardan kaçıp Pomak kardeşlerinin korumasına giren yaklaşık 200bin civarı Türk te bulunmakta ve bu kesimin gençleri de savaşçı güç olarak bu cephede görevler almışlardır.Pomak ordusu askerlerinin ellerinde dönemin en iyi silahlarından olan ”Martin” marka tüfekler bulunmaktaydı.
Rodoplar’daki direnişçiler, 16 Mayıs’ta İstanbul’da bulunan ve Paris Antlaşmasını parafe etmiş olan devletlerin elçiliklerine gönderdikleri ve Rodop Hükümet-i Muvakkateşi mührünü taşıması pekçok tarihçi ve araştırmacı açısından yanılsamalara sebebiyet vermektedir.Rodoplardaki Timraş hükümeti tabiki kuruluşu süresince kendisini geçici direniş hükümeti olarak lanse etmiştir. Fakat Berlin antlaşmasında Pomak halkının istekleri yerine getirilmemesinden kaynaklı geçici hükümet mührü Timraş Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir.
Batılıların bu genç Cumhuriyete ilgisi
Rodoplarda gerçekleşen direniş Batılı Devletleri ve özellikle İngiltere’yi yakından ilgilendirmiştir. Bilindiği gibi, İngiltere Rusya’nın Yeşilköy Antlaşması’yla olması gerekenden fazla kazanç sağlamasını kendi çıkarları itibariyle sakıncalı görmüştür. Dolayısıyla Ayestafanos Antlaşmasının revize edilmesi gerektiği konusunda ısrarcı davranmış ve bu doğrultuda Fransa’yı da yanına çekmeyi başarmıştır. Rodoplarda gerçekleşen direniş Rusları Edirne’de ve İstanbul’da bir hayli güç duruma düşürmüştür. Kısacası, Rodoplar’daki direniş İngiltere’nin ve Osmanlı Devleti’nin objektif olarak elini kuvvetlendiren bir delil olmuştur. Hatta kimi kesimler İngilterenin de istekleri lehinde gelişmiş olan bu objektif durumu komplo teorileriyle süsleyerek, Rodop direnişinin ardında İngiliz desteğinin olduğunu ileri sürmektedirler.Tabiki bu iddialar,iddia olmaktan öteye gitmeketedir.
Bu kapsamda 13 Temmuz 1878 tarihinde Berlin Antlaşması imza edilmiş, Rodoplar’daki duruma ilişkin olarak bir tahkikat komisyonu kurulmuş ve Büyük Bulgaristan 3 kesime ayrılmıştı: Makedonya Osmanlı Devleti’ne bırakılıyordu. Kuzeyde bir Bulgar Prensliği kuruluyor ve Şarkı Rumeli adı altında bir vilayet kuruluyordu.Fakat burada Timraş cumhuriyeti yer almamış.Bundan mukabil, ilk başta kullanılan Geçici direniş hükümeti (Rodop Hükümet-i Muvakkatesi ) ismi artık kendisini ” Rodop Timraş Cumhuriyeti” olarak ilan etmiştir.
Şarkı Rumeli’ye ilişkin düzenleme hayli ilginçtir. Nüfusunun büyük çoğunluğu Türk olan bu vilayeti Padişahın onayı alınarak atanacak bir vali Filibe’den yönetecekti. Bu durum Rodoplar’da tepkiyle karşılanmış ve Hacı İsmail Efendi pek oralı davranmamıştır. Hatta Rodop lardaki Pomak Orduları Flibe(Plovdiv)ye doğru ilerleyerek orayıda Timraş Cumhuriyetine katmak istemişlerdir.Akabinde Osmanlı yönetimi tarafından eğerki pomak ordusunun Filibeye yürümesi halinde karşılarında Osmanlı kuvvetlerini bulacağı ve bir çatışma yaşanacağı uyarısında bulunulmuş.Pomak ordusu komutanı Hacı İsmail Efendi de Osmanlı askeri öldürmeyeceğini dile getirerek bu harekattan vazgeçmiştir. Fakat ne yazıkki daha sonra, Bulgar orduları bu bölgeyi ilhak edecektir ve artık geri alınması şansı kalmayacaktır.
Netice itibariyle Ruslar, Berlin Antlaşması hükümleri gereğince, 9 aylık bir sürenin ardından Bulgaristan’ı boşaltmak zorunda kalmıştır. Filibe’de atanan vali (Aleko Paşa) 5 yıllık bir sürenin ardından görevinden alınmış ve yerine Gavrıl Paşa getirilmiştir. Daha sonra Bulgar liberalleri tarafından 1886 yılında gerçekleştirilen bir darbe sonucunda Doğu Rumeli vilayeti Bulgar Prensliği ile birleştirilmiştir. Osmanlı Devleti, olayı silah kullanmak yerine siyasetle çözme yoluna gitmiş, ancak bu politikasının sonucunu vilayetin kaybıyla görmüştür. Her ne kadar Pomak ordusuna herhangi bir yardımda bulunulamamışsa da, Bulgaristan ile yapılacak bir savaşta Pomak ordusuna silah yardımında bulunacağından bahsedilmektedir. Ancak Rodoplar’daki bu Genç Pomak Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti’ne ve saltanata olan bağlılıklarını her fırsatta dile getirmiş olmaları kendilerininde kalıcılaşmasının önünde engel teşkil etmiştir.. Osmanlı Devleti’nin yaptığı hata, ileriki dönemlerde Garbi Trakya Müstakil Hükümeti örnekleminde de kendisini gösterecektir.
Rodoplar’da yaşanan bu gelişmelere baktığımızda, 1886 yılına kadar gelindiğinde Rodoplar ve Ropçöz’da Filibe bulunan valinin herhangi bir otoritesine rastlamak mümkün değildir. Zira bölge halkı kendi mahkemelerini kurmuş, kendi kolluk kuvvetleri olan ve halk temsilcileri bulunan bir statüye sahiptir. Doğu Rumeli’nin Bulgaristan ile birleşmesi otomatik olarak direniş hareketininde sonunu getirecek bir gelişme idi. Bundan sonra Pomak ve Bulgar orduları arasında çok sert savaşlar yaşanmış ve pek çok yer kaybedilmesine sebebiyet vermiştir.
Ama sonuç olarak yaşanmış olan ve Pomakların ilk kez kurduğu bu Genç Cumuriyetin bazı noktalarının belirtilmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Rodoplar’da gerçekleşen Timraş Cumhuriyetinin kurulma hadisesi herkezce bilinmektedirki Rodopları aşan nitelikte sonuçlara sahiptir. Bu Cumhuriyet denemesi aynı zamanda ve yine Pomakların üstlendiği büyük roller neticesinde Batı Trakya’da gerçekleşen Cumhuriyet denemesi ve en önemlisi Anadoluda verilecek olan Kurtuluş savaşı açısından bir laboratuar işlevi görmüştür.
Türkiyenin Kurtuluş savaşına can veren özgürlükçü havayı sadece İzmir’in işgali sonrasında ortaya çıkan atmosferde değil, aynı zamanda 93 Harbi sonrasında Rodoplar’da oluşan bağımsızlıkçı ve özgürlükçü havada aramak daha doğru olacaktır. Pomak halkı, Osmanlı sonrası Cumhuriyet esasları temelinde bir özgürlüğünde varolduğunu herkeze göstermişlerdir.
Asıl üzücü olan nokta ise, günümüzde Rodoplarda yaşayan insanlarımızın böylesi bir geçmişe sahip olmalarına rağmen, günümüzde bu bilgi ve olgulardan iyice soyutlanmış olmalarıdır.
Yinede Pomak halkının değerlerine sahiplenmesi çokta uzak görünmemektedir. Nasılki bu Genç Cumhuriyet deneyimi,sonrasındaki Batıtrakya Cumhuriyetine ve Türkiye Kurtuluş savaşına ruh verdiyse,yeniden Pomak halkının kendisini özgürleştirecek ruhu da yakalamasına katkı sunacaktır.
Bundan dolayı Rodoplardaki Timraş Cumhuriyetinin önemini herkez kavramak zorundadır.
Bitti…..
Genel KAYNAKLAR

AYDIN, Ahmet; “Batı Trakya Faciasının İç Yüzü”, İstanbul: Akın Yayınları, 1971.
Batı Trakya’nın Sesi, Sayı:65, Ağustos 1988.
BIYIKLIOĞLU, Tevfik; Trakya’da Milli Mücadele, I.Cilt, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987.
GÜNDAĞ, Nevzat; “Garbi Trakya Hükümet-i Müstakilesi”, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1987.
ÖZKAN, Tuncay; “MİT’in Gizli Tarihi”, İstanbul: Alfa Yayınları, 2003.
YALÇIN, Soner; “Teşkilatın İki Silahşoru”, İstanbul: Doğan Kitap, 2001.
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz