GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Uye olarak desteklerimizi sunalim.

Join the forum, it's quick and easy

GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Uye olarak desteklerimizi sunalim.
GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Atlantis'in İlginç Öyküsü

Aşağa gitmek

Atlantis'in İlginç Öyküsü Empty Atlantis'in İlginç Öyküsü

Mesaj tarafından pomaklar.com Perş. Tem. 12, 2007 2:16 pm

ATLANTİS'İN İLGİNÇ ÖYKÜSÜ





Atlantis bugünkü dünyayi nasil etkiliyor?
Atlantis için çaglardan beri hep "var mi, yok mu?" tartismasi yasandi.Biz ise, onun varligini kabul edip, insanlarinin yaptiklari hatalara vebu hatalarin bugünün Dünya'sini etkilemesine bir göz attik. Varliginainanip, inanmamak size kalmis


Atlantis'in İlginç Öyküsü Atlantis

Tarihin kadim zamanlarinda büyük bir uygarlik vardi. Insanligin ulasmisoldugu en yüksek uygarlik seviyesine ulasmis olan "Mu" Uygarligi.Mu'nun çevresi de yavru uygarliklarla çevriliydi. Bu yavruuygarliklardan biri de Atlantis Uygarligi'ydi. Bugün, her iki uygarlikhakkinda "efsanevi" tanimlamasi yapiliyor olsa da onlarin varliklaribilimsel arastirmalar ve arkeolojik bulgularla her geçen gün biraz dahagerçeklik kazaniyor. Onlarin varligina kanit arayanlar için bir kaçörnek verebiliriz: Eflatun, Atlantis'le ilgili ilk yazdigi eseri Timea(Timaios) ve daha sonra MÖ.345 yilinda "Kritias"I yazdigi zaman kaynakolarak M.Ö.7. yy'da yasamis atasi politikaci Solon'u gösteriyordu.Solon M.Ö 590'da Misir'a gitmis ve Misirli rahiplerden kadim bilgileredinmisti. Bu bilgiler Atlatis'de yasam seklinin yani sira MisirUygarligi'nin köklerinin Mu ve Atlantis'e dayali olduguna iliskindi. Bubüyük ada ülke Solon'un anlatimlarina göre, Solon'un dogumundan 9 binsene önce çok güçlü bir krallikti ve buradan gelen isgalci kabileler,Akdeniz kiyisindaki tüm ülkelere yayilmislardi.Ve Solon rahiplerdenbirsey daha ögrenmisti; uzun yillar boyu Misir'in bati ülkeleriylebaglantisinin kesilmis oldugunu. Bunun nedeni Atlantis'in deprem ve sutaskinlari sonucu batmasinin ardindan, Atlantik Okyanusu'nun,Atlantis'in varoldugu kabul edilen bölgesinde, denizin bir çamur veyosun tabakasiyla geçit vermez olusuydu. Bu durum baska tarihçilertarafindan da anlatilir. Rusya'da St. Petesburg Müzesi'nde bulunan vebilinen en eski papirüslerden olan bir papirüsde ise, Ikinci HanedanFiravunlarindan Sent'in, onlara bilgeligi getiren atalarinin,anavatanlarini arastirmak üzere bir arastirma grubunu AtlantikOkyanusu'na gönderdigi yazilidir. Arkeolojik açidan bu konuya iliskinönemli bulgular ise, Eski Truva'da Dr. Schliemann tarafindan bulunan veithaf yazisinda "Atlantis Krali Kronos"dan yazili "Baykuslu Vazo" veyine üzerinde ayni yazi bulunan"Kus Sfenksi"dir. Kanit olarak; çözülmüsNaacal Tabletleri'ndeki anlatimlar, Misir Uygarligi'ninhiyerogliflerinden elde edilen bilgiler, Maya yazitlari, efsaneleri,ilahileri de gösterilebilir. Jeolojik kanitlar ise, Kuzey AtlantikOkyanusu'nun dibi ya da yataginin biçimidir. Buradaki veriler "bölgeselçökmeye" isaret etmektedir. Bugünkü teknolojiyle Kuzey Atlantikbölgesinde Atlantis'in haritasi da çikarilmistir. Jeolojik olarak dakabul edilen diger kanitlar ise söyle siralanabilir: Amazon Denizi'ninyok olusu, Missisippi Vadisi'nin kurumasi, St. Lawrence Vadisi'ninkurumasi, Florida'nin ortaya çikisi, Kuzey Amerika Atlantik kiyihattinin genel olarak genislemesi Bunlarin hepsi de büyük bir kütlenindenize batmasi ve batma nedeniyle deniz dibinde olusan büyük çukuraçevre sularin dolmasini kanitlar niteliktedir. Ayrica jeologlar, Brestile A.B.D.'nin kuzeyi arasindaki alanda 15 bin yil öncesine ait açikhavada katilasmis olan lav parçalari kesfetmislerdir.



Atlantis'in, efsane mi, gerçek mi oldugu, Rönasans döneminde dekafalari en çok mesgul eden sorulardan biri durumundaydi. Özellikle 17.ve 18 yy'da bu tartismalar oldukça yogunluk kazanmisti.

Atlantis, Dünya Edebiyati'nin devleri tarafindan da tartismisti. Butartismalarin sonucunda onun varligina tüm kalpleriyle inanan yazarlar;Montaigne, Bafflon ve Voltaire olmuslardi..

Atlantis vardi ve batti? Peki neden? Neden çok basit, sadece küçücükbir kelime; "ego"... Bugünkü biz Dünya çocuklarina ne kadar da yakingelen bir sözcük degil mi? Hemen hemen tümümüzün içini kemiren, biziolmadik yollara, asklara, yasamlara ve hirslara sürükleyen o çokluklakontrol edemedigimiz yönümüz içimizdeki yaramaz çocuk ego... PekiAtlantislileri bu ego'nun en uçlarina sürükleyen ve onlari yokolusagötüren nedenler nelerdi? Aslinda bu nedenler bugün yasadiklarimizdanhiç de farkli degildi? Insanlari, geçmiste toplu yokoluslara götürenhatalar günümüzde hala tüm hiziyla devam ediyor? Peki devam etmekzorunda mi? Bu sorunun yaniti tabii ki "Hayir"... Simdi, bu "Hayir"igerçeklestirmek için Atlantis'in tarihine bir göz atalim...

(Asagidaki bilgiler Eflatun'un "Kritias", Akasa Yayinlari'nin "GalaktikInsan", Ruh ve Madde Yayinlari'nin "Kahin" isimli kitabinda EdgarCayce'nin, 1000'e yakin kisiye yaptigi -önceki yasamlara döndürmeseanslari- sirasindaki Atlantis dönemine iliskin okumalarindan eldeedilmistir).

Dünya'nin unutulmus tarihinin önemli bir bölümünde, Dünya üzerindekihakimiyet dinozorumsu ve sürüngenimsi irkin kurmus olduguuygarliklardaydi. Bu irklar bugünkü Dünya insanlariyla kiyaslanacakolurlarsa üstün bir zekaya sahiptiler. Ama kötü bir yanlari vardi,kendileri disindaki fiziksel varliklara yasam hakki tanimiyorlardi. Bunedenle, 900 bin yil kadar önce, o dönemlerde karada yasayan, memelideniz öncelleri dedigimiz varliklarin ( yunuslar ve balinalar) ve Dünyaspiritüel hiyerarsisi'nin de destegi ile Dünya'dan yokedildiler. Ve buyokedilisten bir süre sonra Dünya'da insan irki var olmaya basladi.Dünya insanlari ilk kolonilerini, Pasifik Okyanusu üzerinde bulunan,Lemurya Kitasi (MU) denilen yerde kurdular. Insanin bes irkinin bukitada yaratildigi ve sonralari Dünya'ya yayildiklari söylenir. Ilkkoloninin kuruculari olan bu insanlar, hayatin tüm düzeylerindedemokratik ilkelerin geçerli oldugu bir Lyra/Srius uygarligiolusturdular. Sonraki 850.000 yil boyunca Lemuryalilar bir dizi yavruimparatorluklar kurarak Dünya'ya yayilmaya basladilar. Bu yavruimparatorluklarin en önemlisi, Atlantik Okyanusu'nun ortasinda bulunankocaman bir ada olan Atlantis idi. Atlantis'in batisinda Kuzey ve OrtaAmerika, dogusunda ise Avrupa ve Kuzeybati Afrika yer aliyordu.Yüzölçümü bugünkü, Avrupa ve Rusya'nin birlesik yüz ölçümlerine esitti.Poseidon, Atlantis'in kurucusuydu. Atlantisliler, babalari oldugunukabul ettikleri Poseidon için bir tapinak yapmislardi. Her bes ve heralti yilda bir insanlar burada toplanir ve bogalar kurban ederektapinagin sütünlarina islenmis kutsal yazilara riaet için yeminederlerdi. Atlantisliler topraktan gelmis insanlardan, Euenor'un kiziKleito'yu anneleri olarak kabul ederlerdi. Insanlari; kültüre, bilime,sanata oldukça düskündüler. Kibar insanlardi. Atlantis'de çogunlukkizil irktaydi. Yönetim sekli ise, sosyalist egilimli bir monarsiydi.Toplumda din adamlarinin sayisi hayli fazlaydi. Din adamlari, o devrinen bilgili kadin ve erkekleriydiler. Hekimlik,vicdani ahlaki degerlerindanismani olarak görev yapiyorlardi. Atlantis varoldugu dönem boyuncaüç imparatorluk dönemine ayrilmisti. "Galaktik Insan" Kitabi'ndaAtlantis'in yükselisini ve düsüsünü incelerken söyle bir anlatima yerveriliyor; "Atlantis'in tarihinin üç imparatorluga ayrildigini görürüz.Ilk tarihi dilime "Eski Imparatorluk "denir (M.Ö 400.000 yildan 25.000yila kadar uzanir) Eski Imparatorluk, Lemurya ile ayni zamanlarda varoldu ve nihayet Lemurya'nin yikimini planladi. Ikinci tarihi dilime,"Orta Imparatorluk" denir (M. Ö 25.000 yildan 15.000 yila kadar uzanir)ve o, Dünya Gezegeni'nin ilk gerçek hiyerarsik yönetimine sahneolmustur. Son tarihi devreye ise "Yeni Imparatorluk" denir. O Atlantistarihinin son 5000 yilini kapsayan nihayi çatisma ve yikimin öyküsünüiçerir (MÖ. 15.000 yildan 5000 yila dek uzanir). "Santesson kitabindaise Atlantis'deki yasam, Eflatun'un yazdiklarindan yola çikarakAtlantis'i söyle tasvir edilir; "Atlas soyundan gelenler, Atlantis'ehakim olmayi sürdürdüler. On bölge yöneticisi, birbirlerinden sadeceaskeri islerle ilgili ayrintilar bakimindan ayriliyorlardi. Atlantiskrallarinin her biri kendi ülkesinde hükümdardi, ama hepsi merkeziadadaki Poseydon Mabedi'nde dikili, Orisalk'tan yapilmis bir sütüna,ilk on kral tarafindan kazilmis bir isarete itaat ederlerdi. Atlantkrallarinin ilk yasasi, birbirlerine karsi silah kullanmamak, hücumaugramalari halinde birbirlerine yardim etmekti. Atlantis'in dogalkaynaklari sanki sinirsizdi. Kiymetli madenler çikariliyor, kokulubitkilerden kokulu özler damitiliyordu. Köprü ve kanal agi, ülkeninçesitli bölgelerini birlestiriyordu. Kitanin altinda bulunan tasocaklarindan çikarilan beyaz, siyah ve kirmizi taslar, evlerin ve sairyapilarin yapiminda kullaniliyordu. Her bir araziyi çevreleyen duvarlaryapiyorlar, bu dis duvarlari bakirla kaplarken, sehri tahkim eden içduvarlari orsalk, orta duvarlari ise kalayla kapliyorlardi. Merkeziadada kurulu sehirde saraylar, mabetler ve halka ait diger binalarkurulmustu. Merkezde altin bir duvarla kusatilmis bir mabedbulunuyordu. Bu mabed, Kleyto ile Poseydon'a adanmisti Bahçe vekoruluklarda sicak su kaynaklari akiyordu. Çesitli tanrilara adanmisbirçok mabet, insan ve hayvanlar için arenalar, hamamlar ve birhipodrom vardi. Pek büyük limanlardan kalkan gemiler, Dünya'nin heryerine gidiyordu. Bölge halkinin nüfusu o kadar yogundu ki her yerdesesleri isitiliyordu. Merkezi sehrin etrafinda, sarp yükseklik vegüzelliklerinden dolayi ünlü daglarin korudugu çok genis bir ovauzaniyordu. Ovada senede iki kez hasat yapiliyordu. Bu büyükimparatorluk Helen Devletleri'ne en kudretli ve sanli olduklari birdevirde hücum etti. Ve böylece bilgelik ve biat yolundan sapti. Ölçüsüzalanlara sahip olan Atlantis krallari, tüm Dünya'yi zapt etmekazmindeydiler." Bundan sonraki bölüm, "Kritias"in orjinalinde söyledevam ediyor; "Zeus, Iste o zaman bir vakitler erdemli olan bu soyunbahtsizligini farkederek, onlarin aklini basina getirmek, onlariuslandirmak için cezalandirmaya karar verdi. Bütün tanrilari, evren'inortasinda kurulu ve oradan durmadan degisen her seyi gören en kutsalevinde bir araya topladi; onlara dedi ki" Eflatun'un "Kritias"I buradasona eriyor. Sonrasi malum ....

pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Atlantis'in İlginç Öyküsü Empty Geri: Atlantis'in İlginç Öyküsü

Mesaj tarafından pomaklar.com Perş. Tem. 12, 2007 2:16 pm

Atlantis'i tufanlara ugratanlar
Atlantis batisindan önce üç kez tufana ugramistir.

Edgar Cayce'nin okumalarina göre, bu tufanlar günümüzden; 50 bin, 28bin ve10.600 yil kadar önce gerçeklesmistir. Bu tufanlarin nedenleriniinceledigimiz de günümüzle ne kadar da özdes olduklarini tümgerçekligiyle görüyoruz. Ilk tufanin nedenine baktigimizda günümüzde desiklikla kullanilmakta olan kimyasal maddeleri ve silahlari görüyoruz.Bu maddelerin ilk kez yogun olarak kullanilmasinin öyküsü ise söyle;M.Ö. 50200 yilinda etobur, iri cüsseli hayvanlar, insanlar için büyüksorun olusturmaya baslayinca Dünya'nin bes ulusundan gelen, bes irkintemsilcileri bir araya geldiler, topraktaki ve havadaki unsurlardabulunan güçlü kimyasal enerjileri hayvanlara karsi kullanmak için kararbirligine vardilar. Bu kararlarin sonucunda hayvanlarin yasadiklarimagaralara ve bölgelere çok büyük miktarlarda kimyasal maddeler, gazlarverildi. Bilinçsizce kullanilan bu kimyasal maddeler ve güçlüpatlayicilar doganin dengesini bozdu. Verilen gazlar, halen sogumaktaolan yerkürede volkanik patlamalara, zelzelelere, buzul çaginagirilmesine ve Atlantis'in ilk tufanini yasamasina yol açti. Bumaddeler size de tanik geliyor mu???

Atlantis de uzun yillar boyunca toplumsal olarak da karisikliklaryasandi. Toplum yönetiminde hakim olan ve Isigi temsil eden Bir'inOgullari; bir tanri, bir din, bir es kurallarini toplumda yerlestirmeyeçalisirlarken, Karanligi temsil eden, Belial Ogullari'nin, bu kurallarhiç islerine gelmiyordu. Onlar toplumsal normlari hiç sayiyor, insanhaklari konusunda ise kayitsiz kaliyorlardi. Maddesel, sefahataegilimli, siddete dayali bir hayat biçimi ve anlayislari vardi. Toplumhayatinda bu iki grubun anlasmazligi gittikçe artiyor, bu da içsavaslara ve huzursuzluklara neden oluyordu. Belial Ogullari'nin bedenebagli, materyalist yasam biçimleri bazi Bir'in ogullarina da cazipgeliyor ve onlarin tarafina geçmelerine neden oluyordu. BelialOgullari, bugün Dünya üzerindeki hakim güçlere baktigimizda, sizce debildik birilerini animsatmiyorlar mi???

GÜÇ YANLIS AMAÇLARLA KULLANILDI

Atlantis'teki ikinci tufan ise M.Ö. 28.000'e dogru gerçeklesti. Butufanin öyküsü ise söyle anlatilir; Atlantisliler ilk tufanin sokunuatlattiktan sonra hizli bir toparlanis dönemi geçirdiler. Atlantis'inikinci döneminde Atlantisliler, elektrik ve elektronik alaninda önemlibuluslar yaptilar ve büyük gelismeler gösterdiler. Uranyumdan eldeedilen atom enerjisini tasimacilikta kullaniliyolardi. Laser gibi hertürlü isikli sualar kesfetmislerdi. Ölüm suasi da bu gruba dahildi.Sivi hava, sikistirilmis hava, kaucuk ve bugün henüz bilinmeyen bakir,aliminyum ve uranyumdan meydana gelen madeni alasimlar kullaniliyordu.Asansör, telefon, radyo, Tv yaygindi. En önemli bilimsel basarilari isegünes enerjisine hakim olmalariydi. Bu gücü denetim altinda tutanmerkeze,Tuaoil Tasi veya Ates Tasi adini veriyorlardi. Bu dönemde insanbedeni, kristallerden çikan sualarin hafifletilmis bir uygulamasi ilegençlestirilebiliyordu. Bununla berebar Ates Tasi yikici amaçlarlaiskence ve agir cezalarin yerine getirilmesinde de kullaniliyordu. Bumerkezin kuvvetinin, çok ileri bir düzeye ulastigi bir zamanda yapilanbir hata, suanin elektrik güçleriyle birleserek topragin bagrindabirçok yanginin çikarmasina yol açti ve volkanik patlamalar meydanageldi. Güç kaynaklarinin bilinçsiz ve kötü kullaniminin bugünün Dünyasiiçin de yok olusu getirecegi çogumuzun kabul ettigi bir gerçek degilmi???
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Atlantis'in İlginç Öyküsü Empty Geri: Atlantis'in İlginç Öyküsü

Mesaj tarafından pomaklar.com Perş. Tem. 12, 2007 2:20 pm

GENLERLE OYNADILAR

Atlantililerin hatalarindan birisi de "gen"lerle oynamalari olmustur.Belial Ogullari'nin etkisi altindaki, Atlantislilerin yaptiklari,bugünün dünya insanlarini genetik bakimdan indirgenmis ve mutasyanaugratilmis durumda da birakmistir. Nedir bu genetik bakimdanindirgenmis ve mutasyona ugratilmis olmak?

Yapilan islem bugünün gen mühendislerinin üzerinde çalistiklariyöntemlere çok benzer. Sadece Atlantisliler bu islemi yaparken, hayvantürleriyle yetinmemisler, insanlar üzerinde de denemeler yapmislar dahada ileri giderek insan ve hayvan karisimi yaratiklar meydanagetirmislerdi. Atlantisliler bu yaratiklari köle olarak en agir islerdekullaniyorlardi.Insanlarin önceleri daha büyük olan kafa yapisiniküçültenlerde yine Atlantisliler oldu. Atlantislilerin hirsi sinirtanimiyordu. Yaptiklariyla yetinmeyip, insanlarda önceleri 12 sarmalliolan DNA yapisini, 2 sarmala indirdiler. Öfke, korkular, siddetegilimi, telepati yetenegimizin azalmasi gibi olumsuz durumlar insanirkindan bu sarmallarin çalinmasi sonucu olustu. Ve bizler günümüzde buhirsizligin bedelini hala yasamlarimizda ödüyoruz. Peki bugünündünyasin da yapilan genetik çalismalar, acaba onlarin gelecegi nereyedogru gidiyor???

KENDiLERiNi TANRIYLA ES KOSTULAR VE ACIMASIZLASTILAR

Atlantislilerin zamanla, yaptiklari yaratim ve genlerle oynamaçalismalarini öylesine abattilar ve Dünya'ya hakim olma istekleriöylesi bir boyuta geldi ki, bir anlamda kendilerini, Allah, Tanri,Yaradan, Ogan, Kutsal Beyaz Isik gibi birçok isimle anilan "BüyükYaratici Güç"le es görmeye basladilar. Çünkü onlar "yaratmanin" sirrinaerdiklerini düsünüyorlar ve "Büyük Yaratici Güce" ihtiyaçlariolmadigini iddia ediyorlardi. Isi iyice ileriye götürüp basta AlphaCentauri ve Pleiades kökenli ve Dünya Spiritüel Hiyerarsisi tarafindandislanan "asiler" denilen gruplarla ittifak içine girdiler. Öte yandan,Dünya'daki askeri gücün büyük bölümüne sahip olma istekleri onlari Anaimparatorluk "Lemurya"yi yok etme düsüncesine de götürdü. ÇünküLemurya'da tipki, Atlantis gibi egosunu ön plana almis, Dünya üzerindehakimiyetini sürdürmek isteyen bir konumdaydi ve Atlantis'in Dünya'yahakim olma yönündeki amacina engel teskil ediyordu. O tarihlerdeDünya'nin iki tane ayi vardi. Atlantisli'ler uzayli asilerle yaptiklariittifaktan da güç bulurak bu aylardan birini kullanarak Lemurya'yi yoketmeye karar verdiler. Simdiki Dünya ayinin dörtte üçü büyüklügündekiayi spiral çizen bir yörüngeye soktular. Uzay gemileri, çekmeisinlarini kullanarak, Dünya'nin aylarindan birini Lagranj( kritikkütle konumu) noktasina yaklastirdilar. Uzay gemileri parçacik isinsilahlarini atesleyerek ayi, otam Lagranj noktasina girmeden önceparçaladilar ve ay parçalarinin olusturdugu meteor saganagi Lemurya'yive kitayi suyun üzerinde tutan gaz odalarini parçaladi. Böylece Lemuryaokyanusun derinliklerine, büyük depremler, su baskinlari ve üzerindeyasayan binlerce insanla birlikte batti. Hirs ve gücün bilinçsizcekullanilmasinin getirecegi sonuçlar bugünün ülkelerinin, kitalarinin dasonu olamaz mi sizce???

YERKÜRE'NiN DENGESiNi BOZDULAR

Atlantislilerin bu uzayli asi gruplarla is birligi, Dünya'ya savasigetirdi. Bu dönemde Atlantislilerin Dünya'ya hakim olma istekleri vekendilerini "Yüce Yaratici"yla es kosma kibirleri çok daha uç boyutlarageldi. Yaratici güce sirtlarini döndüler. Tapinaklarda insanlar kurbanedilmeye baslandi. Doga güçlerini kötüye kullaniyorlardi. Günesprizmalarinin iskence ve ceza amaçli kullanimi öylesine artmisti kihalk bunlara "Korkunç Kristaller" adini vermisti. Insani degerlere hiçsaygi kalmamisti. Askeri üstünlük için, yerküreyi onlarin degimiyle,"Leydi Gaia"yi dengelemek amaciyla kullanilan Maldek ayini kendiçikarlari dogrultusunda kullanmaya basladilar. Bu kullanim Dünya'yaisyanlari ve kaos dolu günleri getirdi. Engizisyon ve iskence dönemibasladi. "Yü" gibi, Lemurya'nin yavru imparatorluklari Atlantislilerinzulmünden kaçmak için Himalayalar'a oradandan yerin altina siginarakbugün Agarta veya Sambala denilen 5. boyutsal bir uygarlik kurdular.(bu konuya iliskin farkli bilgilerde mevcuttur). Bir'in Ogullariinsanlari uyariyor, dogruya çekmeye var güçleriyle ugrasiyorlardi. AmaBelial Ogullari'nin insanlara, zaaflarina yönelik sunduklari olanaklarher geçen gün Atlantisli insanlarin Karanligin temsicileri BelialOgullarinin tarafina daha fazla yönelmesine neden oluyordu. BelialOgullari ve Bir'in Ogullari arasindaki savaslar öyle bir duruma geldiki kristal tapinaklara saldirilar sonucu Dünya'nin iklimini dengedetutan gökkubbelerde önemli boyutta çatlamalar meydana geldi. Iste buçatlamalar Atlantis'in sonunu hazirladi. Dev ada büyük bir tufanlakarsi karsiya kaldi. Depremler, saganak yagislar volkanik patlamalarsonucu Atlantis'in batisi gerçeklesti. Atlantis'in ilk olarak 11.500yil önce bir dip yükseltisi olusturarak battigi, daha sonra bu günküseviyesine indigi söylenir. Bermuda Seytan Üçgeni'nin de Atlantis'inbatmasi sonucu olusan boyutlar arasi bir geçis kapisi oldugu söylenir.

RUHSAL DÜSÜSE NEDEN OLDULAR

Eflatun, Kritias'I Zeus dedi ki; diye bitirmistiOnun Zeus olaraknitelendirdigi, bizim Allah dedigimiz o "Yüce Yaratici Güç" belli kitufan emri vermisti. Yahudi ve Hristiyan metinlerinde Atlantis'insulara gömülüsü "insanin düsüsü olarak" ele alinir. Çünkü Atlantislileryaptiklari hatalar nedeniyle insan irkinin spiritüel yani ruhsal olarakdüsmesine neden olmuslardir.

Bu gün isimler farkli olsa da zulme ugrayan, sürülen halklar ve Dünyaüzerinde güç ve iktidar hirsi içinde olan ülkelerin yaptiklari buanlatilanlarla ne kadar da çok benzerlik gösteriyor degil mi? Bugün deDünya'da gücü elde etmek amaciyla üretilen nükleer silahlarindenemeleri sonucunda ozon tabakasi delinmiyor mu? Kutuplardaki buzlar,eko dengenin bozulmasi nedeniyle eriyor ve bu durum Dünya'yi sularaltinda birakma tehlikesini beraberinde getirmiyor mu? Vücutlarkimyasal maddelere kanserle karsilik vermiyor mu? Biyolojik denemelerinkötü amaçlarla kullanilmasi daha önce adini bile bilmedigimizhastaliklarin bizlere bulasmasina neden olmuyor mu? Ve genler üzerindeyapilan denemeler; melez hayvanlarin yaratilmasi, hayvan ve insanlarinkopyalanmasi bunlar acaba gelecekte ne ölçüde olumlu sekildekullanilacak? "Tarih iyi bir ögretmendir" diyenler yaniliyor olamazlar.Bugünün hatalarinin yaratacagi sonuçlari, dünün Dünyasi'na bakarakanlamak olasi

Atlantislilerin basina gelenler ve bugünün Dünya insanlarinin basinagelmesi muhtemel olanlar Aslinda bunlarin yasanmamasi yine insanlarinelinde Dünya insanlarina, Ona her ne ad veriyorsaniz biz yazimizda"Büyük Yaratici Güç" olarak niteledik, O Büyük Yaratici Güç'ten büyükbir sevgi ve isik yagmaktadir. Bu, peygamlerler, melekler, basmelekler,yükselmis üstadlar, mesih enerjisi, foton kusagi enerjisi, Beyaz Yildizenerjisi gibi birçok kanalla bizlere ulasmaktadir. Bu isigin amacibizleri yeniden ilk varolusumuzdaki düzeye "Galaktik insan" bilincineulastirmaktir. Yani sevgi dolu, egosunu asmis, bilge, yükselmisvarliklara dönüsmemiz istenmektedir. Burada bize düsen görev içimizdekisevgiyi, birligi, iyiligi kesfedip mümkün oldugunca egomuzdansiyrilarak yasamaya çalismamizdir. Yaptiklarimizin sonucunu görerekyapmamiz, çikar savaslarindan, siddetten, maddi çikarlarimizdan mümkünoldugunca vazgeçerek yasamamizdir. Yapmamiz gereken hem çok kolay hemçok zor, Parola "Egondan siyril"

Okuduklariniz size bir masal veya bilim kurgu öyküsü gibi gelebilir.Ama masal ama gerçek. Ne farkeder? Anlatilan öykü egosuna yenik düsen,kibrin sinirlarini zorlayan, insan irkinin üzerinde haddinibilmezcesine tahakküm kurmaya çalisan bir uygarligin öyküsüdür Gerçekmi, degil mi ? diye merak ediyorsaniz, yanitini kalbinize sorun. O sizedaima dogru olani söyleyecektir
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Atlantis'in İlginç Öyküsü Empty Geri: Atlantis'in İlginç Öyküsü

Mesaj tarafından pomaklar.com Perş. Tem. 12, 2007 2:48 pm

Atlantis kristalleri
Tüm Atlantis gizemleri içinde, hiçbiri kristaller kadar ilginç degildir.

Bunlar ruhani ve siyasi gücün mistik simgeleri miydiler? Yoksabilinmeyen teknolojilerin ve psisik tesirlerin yüklendigi mineralaküler miydiler? Bunlar hâlâ okyanusun bilinmeyen derinliklerinde obatik kitanin yikintilari arasinda mi bulunmaktalar? Ya da afettenkurtulanlar tarafindan yeni kitalara mi tasindilar?
Bu sorularin yanitlarinin bazilari, 20. yüzyilin en ünlü psisigi EdgarCayce'nin sözlerinde bulunabilir. Edgar Cayce trans hâlindeyken, zihniyogun bir biçimde degisime ugrayip ruhu farkli boyutlarasüzülebildiginden ötürü "Uyuyan Kâhin" olarak anilir. Onun kendiadlandirmasiyla, bu "yasam okumalari" esnasinda Cayce, Atlantistarihini yeniden hatirlamistir.

Cayce 1920'li yillarin sonundan 1945'deki ölümüne kadar, batik sehrinbütün detaylari ile birlikte dünyasal ve ruhsal amaçlar içinkullanildiklari kabul edilen kristallerden defalarca bahsetmistir. Onagöre "Büyük Kristal"in kötüye kullanilmasi, onlarin kendi kendileriniyok edisine neden olmustur. Cayce'nin anlattigina göre felâkettengeriye kalan insanlar kristal teknolojisi ile diger kitalara kaçaraksonraki uygarliklarin temellerini atmislardir.

Atlantis ile ilgili olarak antik döneme ait en eski bilgi, klâsik dönemfilozofu Eflâtun'un 2350 sene önce yazdigi bir çift diyalogtanibarettir. Sasaali ve parlak Bronz Çagi uygarligindan bahsederkenEflâtun, ne TIMAEUS ne de KRITIAS adli eserinde kristallerde, ya daAtlantislilerin kristal esasi üzerine kurulmus teknolojilerindenbahsetmemistir. Bununla birlikte Eflâtun, aslen özellikle Atlantiskültürünün asker" ve etik yönleri ile ilgilenmis oldugundan,tasvirleri; Cayce'nin "yasam okumalari" ile çelismez. Cayce ise esasolarak Atlantis'te teknolojik ve baskalasimla ilgili elemanlar olarakkristal kullaniminin ve bunun suistimal edilmesinin neden olduguaçmazdan bahsetmistir. Her ikisi de Atlantis'in yikimina kendibireylerinin neden oldugunu ifade etmis olup, dejenerasyon öncesiAtlantislerin erdemli ve olaganüstü yetenekler bahsedilmis insanlarolarak esi benzeri görülmemis bir uygarlik seviyesine ulastiklarikonusunda hemfikirdirler. Eflâtun'un anlatimi, tam Atlantis'in çöküsünübelirtirken bilinmeyen nedenlerden ötürü an"den kesilir.

Filozofun durakladigi noktadan Cayce devam ederek; ulusalaçgözlülükleri yüzünden kozmik kuvvetlerle oynamanin getirdigi felâketianlatarak devam eder. Onun açiklamasina göre: "Atlantis'te dünyaniniçsel tesirleri ile baglanti kurmak amaci ile kazilmis çukurlarayerlestirilmis kristaller mevcuttu. Bu kristallere günes isiginindüsürülmesi ile meydana getirilen güçlü isinsal etki, yikici birnitelige sahipti." Ve daha sonra "...Tasin (Tuaoi) küreler üzerindekiilkesi... bunlar yikici güçleri meydana getirmistir."

Tüm Critias Dokümanlari

Platon'un Timaeusve Critias adli dialoglari Atlantis'in mevcudiyetindenkesin olarak bahsedilen tek yazili kayitlardir. Dialoglar Sokrates,Hermo Crates, Timaeus ve Critias arasinda geçen konusmalar seklindedir.Timaeus ve Critias, Sokrates'in ideal toplumlar hakkinda yapmis oldugubir konusmaya "hayal ürünü olmayan gerçek bir hikaye" ile katilmayakarar verirler.
Hikaye Platon'un 9000 yil öncesinde antik Atina ve Atlantis arasindakisavas hakkindadir. Uzak geçmise ait bilgiler Platon'un Atina'dayasadigi zamana kadar unutulmus, Atlantiss'in hikayesi Solon'a Misir'lirahipler tarafindan aktarilmistir. Solon hikayeyi Dropes!e yaniCiritias'in büyük büyük babasina aktarmistir. Critias hikayeyikendisiyle ayni ismi tasiyan büyük babasindan ögrenmistir. Asagidayazili olan dialoglar Platon tarafindan asagi yukari M.Ö. 360 yilindayazilmis ve ingilizceye tercüme edilmistir

NOT: (BENJAMIN JOWET'TIN NOTU) : Dialoglarinsayfalari ve paragraflari arasindaki kurgu tarafindan yaratilmistir.Bunlar kasten uzun geçmise bagli kisaltmalar yapilmasi ve bilgisayarekraninda okunmasini kolaylastirmak amaci ile gerçeklestirilmistir.

TIMAEUS
Timaeus, Atlantis'e ait hikayeyi özetleyerek bir ön giris yapmakgörevini üstlenir. Yazinin büyük bir kismi, olusum evresinin tarifedilmesi ve dogal fenomenin izah edilmesi hakkindadir. 2 nci sayfaTimaeus'un Atlantis'ten söz ettigi ve onu tanimladigi tek bölümdür.
CRITIAS
Critias, kayip adanin detayli olarak tanimlanmasini saglamis ve buadanin hakki hakkinda en az antik Atina kadar bilgi vermistir. Buhikayede adi geçen veya yer alan bütün kahramanlarin (Timaeus disinda)antik Yunan' da gerçekten var olduklari bilinmektedir. Onlarinhayatlari ve ölümleri hakkindaki diger kayitlar, baska bir zamanperiyodu içinde kaydedilecektir.
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Atlantis'in İlginç Öyküsü Empty Geri: Atlantis'in İlginç Öyküsü

Mesaj tarafından pomaklar.com Perş. Tem. 12, 2007 4:07 pm

NOT: Hikayede adi geçen iki Critias adli kisibir karmasaya neden olabilir. Birinci Critias dialoglarda yer alangerçek kisidir. Atlantis'in hikayesini Sokrates'e anlatan odur. IkinciCritias yani birinci Critias'in büyük babasida dialoglarda geçer. Bubüyük Critias Atlantis hakkinda hikayeyi torununa anlatmis, torunudabunu dialoglarda görülecegi gibi Sokrates'e tasimisti.


DIALOGLARDA AKTIF OLARAK YER ALAN KISILER SUNLARDIR.
TIMAEUS: Hakkinda tarihsel bir kanit yoktur.
CRITIAS : Platon'un büyük büyük babasidir.
SOKRATES : Platon'un akil hocasi ve ögretmeni. Atina'nin otoriteleritarafindan, Atina'nin gençliginin ahlak yapisini zedeledigi için idamamahküm edilmistir. M.Ö. 466-399 yillari arasinda yasamistirr.
HERMOCRATES : Devlet adami Syracuse'un askeri

DIALOGLARDA BAHSI GEÇENLER
SOLON ; Atina'li gezgin, sair ve yasamaci, asagi yukari M.Ö. 638-559yillari arasinda yasamistir. Plato'ya göre Misir'li rahiplerden,Atlantis'in hikayesini ilk ögrenen odur.
DROPIDES :Critias'in büyük büyük babasi. Hikaye ona uzaktan akrabasi ve yakin arkadasi olan Solon tarafindan anlatilmistir.
CRITIAS: Propides'in oglu ve dialoglarda yer alan Critias'in büyük babasi. Hikayeyi Critias'a aktaran odur.
--------------------------------------------------------------------------------
Timaeus: Ne kadar minnettarim , Sokrates, sonunda gelebildim, uzun birseyahatten dönen yorgun bir gezgin gibi. Artik dinlenebilirim.Varligima dua edebilirim. O hep yasli oldu ve beni ifsa etti,bagisladi, sözlerime katlandi ki onlar dogru ve kabul edilebilir birsekilde ona söylemisti. Ancak kasitli olarak kötü bir sey söylemedim.Beni yormasi için ona dua ettim. Ödül ve ceza için ve sadece ödül veceza için yanilan dogru yola getirilmeliydi. Dilerim ki gelecektetanrilarin jenerasyonu ile alakali dogru seyler söylerim ve bana bütünilaçlardan mükemmel ve iyi olan bilgiyi vermesi için dua ederim. Benimduacima, bagislamasi için, bütün kanitlari Critias'a verdim. Oanlasmamiza göre sonraki konusmayi yapacak olandir.
Critias : Ve ben, Timaeus güvenin disinda ve seninde basta söyledigingibi önemli mesafeler hakkinda konusacaktim. Dilerim ki sana biraz vehos görü gösterilir. Ayni sabir ve hos görüyü kendi söyleyeceklerimiçinde istiyorum. Ve çok yi bilirim ki bu istegim zamansiz venezaketsiz görünebilir. Her seye ragmen yapmaliyim. Hangi insaninduygulari söylediklerini yalanlamak ister. Ben yalnizca senden fazlagöz yummak için tesebbüs gösterebilirim. Çünkü benim temam çok dahazor. Ve tartisabilirim ki tanrilarin iyisiyle konusmak insanlariniyisiyle konusmaktan kolay görünebilir. Tecrübesiz ve söze önemvermeyen dinleyicilerinin her hangi bir konuda konusmasi, ona büyük biryardimla es degerdir. Biliyoruz ki biz tanrilarlakarsilastirildigimizda ne kadar bilgisiz kaliriz. Ancak maksadimianlasilabilir hale getirmeliyim, eger Timaeus sen beni takip edersenherhangi birimiz tarafindan söylenen her sey ancak sahte ve temsiliolabilir. Ressamlarin vücutlari tanrisal ve cennetsel benzerlikleriçinde yaptiklarini hesaba katarsak, memnunlugun degisik ölçümleri,izleyicilerin gözlerinin nasil algiladiklarina baglidir. Görürüz kiherhangi bir devrede sahte dünyalar, irmaklar, agaçlar, evren ve oradabulunanlari yaratan sanatçilardan memnun oluruz. Hiç bir sey böyle birkonuyu özetleyemez. Resmi incelemeliyiz ve analiz etmeliyiz. Istenenbelli belirsiz ve aldatici bir durum ve karanliga ilerleme. Ancak nezaman her hangi biri insan formunu basit ve çabuk resmetmek isterse,bizde hatalari bilmek için çabuk oluruz. Ve tanidik benligimiz bizisert bir yargiç yapar, benzerligin her noktasini kaybetmek ister gibi,ayni seyin söylemlerimizde de olmasina riayet ederiz. Tanrisal veyacennetsel bir resimden memnun oluruz, onun benzerleri de bizi memnuneder. Oysa ahlaki ve insansal elestirilerimizde daha özetsel olur. Egerki konusmalarimizda anlatmak istediklerimizi uygun bir sekilde dilegetiremiyorsam bani bagislayiniz. Insani seylere benzeyenlere onay veönem vermek, iyinin tersini yapmaktir. Size önermek istedigim bu durumayni zamanda yalvarmak, Sokrates artik daha az olmamaliyim, fakat azsonra söyleyeceklerime daha müsamali. Hangi lütuf ki istemektehakliyim, sende bagislanmaya hazir olursun.
Sokrates: Tabi ki Critias senin istediklerini karsilayacagiz ve ayniseyi Hermocrates'den de bekliyoruz. Sen ve Timaeus kadar iyi, herhangibir kuskum yok ki kisa bir süre sonra onun sirasi gelince oda ayniisteklerde bulunacaktir. Senin gibi eger kendisine taze bir baslangiçsaglanabilirse ve defalarca ayni seyleri söylemeye mecbur kalmazsa,birakalim anlasinki müsamaha uzun süredir ondan beklenen bir seydi.Dostum critias sana tiyatronun yargisini bildirecegim. Genel düsünceson aktörün sasilacak kadar basarili oldugu, onun yerini alabilmek içinbüyük bir müsamaya ihtiyaç var.
Hermacratos: Uyari, Socrates ona ögütledigin sey, benimde kendim içinyapmam gereken bir sey. Ancak unutma Critias bu zayif kalp asla zaferiyükseltmez. Bu nedenle gitmeli ve tartismaya bir erkek gibikatilmalisin. Ilk önce Apollo ve Musa'ya yalvar ve sonra seni övensesleri duymamizi sagla ve herkese büyük hünerli kadim yurttaslarinigöster
Critias: Dostum Hermociritias , sen ki son mevkidesin, ve önündebaskasi, kalbini henüz kaybetmedin durumun agirligi seni yakinda ortayaçikaracaktir. Bu arada senin davetine ve cesaretini kabul ediyorum.Ancak bununla beraber bahsettigin tanrilar ve tanrisal varliklararasindan, ben özellikle mnemosyne yalvarirdim. Konusmamin bütün önemlikismi onun lütfüna muhtaç ve eger benim tarafimdan söylenen ve solonvasitasiyla buraya ulasan seyleri yeteri derecede hatirlayabilir vedile getirebilirsem, süphem yok ki bu tiyatronun isteklerinden memnunolacagim. Ve simdi, daha fazla oyalanmadan baslayacagim. Izin verinönce gözlemlerimle baslayayim. Bu geçen 9000 yil Heracles'in, Pillar'sdisinda ve içinde ikamet edenlerin arasinda olan savastan itibaren olanzamanin toplamini ifade eder ki bu savasi size izah edecegim. Birtaraftaki savasçilar Atina'nin liderleri olarak kaydedilmis, ve savasindisinda dövüsmüsler, öteki taraftaki savasanlar ise Atlantis'inkrallari tarafindan kumanda edilmisi ki bu ada (Atlantis) Libya'dan,Asya'ya kadar uzaniyor. Ve bir deprem sonucu batiyor. Buradan okyanusaaçilmak isteyen denizcilere geçilmez bir çamurdan engel olusturuyor.
Tarihin gelisimi ile çesitli milletlerden, barbarlarin ve Helenuygarliklarinin basarili bir sekilde ortaya çikmalari ve sahnede varolmalari sonucu ancak özellikle size o dönemde ki Atina'yi tarifetmeliyim. Onlarla savasan düsmanlarini ve bu iki kralligin saygi degerve güçlü devlet adamlarini Atina'nin üstünlügünü teslim edelim.
Eski tanrilar zamaninda tüm dünya tanrilar arasinda dagitilarak payedilmisti. Tartisma yoktu. Dogru kabul etmezsek dahi, tanrilar hangikismi kendileri için uygun oldugunu bilmiyorlardi. Veya bildiklerihalde kavgayla kendilerine daha uygun ve ötekilere ait bazi bölümlerialmak isterlerdi. Onlar yalnizca pay ederek istedikleri yerleri almakisterlerdi. Kendi yolunda ilerleyenler ise ki onlar bize bakaninsanlardi. Onlarin bakiciligi ve bonkörlügü aynen bir çobanin birsürüye bakmasi gibiydi. Yalnizca felaketleri kullanmayanlar veyavücutsal güçlerini kullanmayanlar, ani çobanlarin yaptigi gibi ancakbizi kayigin arka tarafini idare eden pilotlar gibi yönetirlerdi. Buhayvanlari yönetmek için kolay bir yoldur. Ruhumuzu kendi zevklerinegöre inanç dümeninden tutarak, tüm ölümlü yaratiklara rehberlikettiler. Simdi degisik tanrilar degisik yerlerde siralanmis, kendipaylarina sahipler. Hephaestus ve athena ki onlar erkek ve kizkardestiler. Ayni babadan tohum almislardi. Ortak dogalara sahipfilozofi ve sanat sevgisi ile birlestirilmis. Bu topragin ortakparçasini elde etmis. Isimleri korunmus ancak eylemleri gelenekleri vehatalarini kabul edenleri yakilarak yok etmislerdi.
Ne zamanki kurtulanlar olmus ki zaten bunu söyledim. Onlar daglardaoturan insanlardi. Yazi sanatina önem vermezler. Yalnizca toprakhisirtilarini tanrilar ancak bu hirsizlarin neler yaptiklarinibilmezlerdi. Çocuklarina vermek istedikleri isimler yeterli olacakisimlerdi. Ancak hünerlilerin ve sedeflerinin biraktiklari yalnizcakaranlik gelenekleri kabul eden kuramlardir. Bunlar kendilerini veçocuklarini hayatin bir çok gereksiniminden yoksun birakirdi. Bütündikkatleride isteklerinin saglanmasina yönelttiler. Konusmalari uzunsüredir ihmal edilmeleriydi. Mitoloji ve eski arastirma sehirlere bosvakitlerin ortaya çikmasiyla girdi. Bununla beraber hayatlariningereksinmelerinin karsilandigini gördüler. Bu benim vardigim sonuç.Çünkü Solon dedi ki savasta bahsi geçen isimler ki onlar Theseus'daönceki zamanda kaydedilmis Cecrops, Erekhtheus, Ericthonus,Eryssichtonve buna benzer kadin isimleri. Bununla beraber kadinin ve erkeginberaber savasla ugrastiklari zamandan itibaren o dönemin erkeklerizamanin adetlerine göre bir figür olusturmuslar, ve tanrisal varliklarizirhlarla çevrili olarak görmüslerdir. Kanit olarak beraber yasayanhayvanlar erkek ve disi hünerler ve onlara verilen cinsiyet farki kabuledilmistir.
Sehirde oturanlar çesitli siniflardan oturan yurttaslardi. Zanaatcilervardi. Aile babalari vardi. Bir de ilahi, tanrisal insanlar tarafindanolusturulmis savasçi bir sinif vardi. Sonra ikamet edenler doga veegitim için gerekli olan her seye sahiptiler. Kendilerine ait fazla birseyleri olmasa bile olanlari ortak kullanmaktan memnunluk duyarlardi.Yiyecekleri disinda digerlerinden bir seyler almayi talep ederlerdi. Vedün tarif ettigimiz bütün ugraslari yaparlardi. Sanki bizim hayalgardiyanlarimiz gibi.
Sehir hakkinda Misir'li rahiplerin söyledikleri yalnizca muhtemelseyler degil kanitlarla dogrulanmis seylerdir. O zaman ki sinirlarIsthmus tarafindan çizilmistir. Cithaeron ve Panes yükseltilerine kadarkita boyunca uzanan bir yol izliyordu. Deniz dogrultusunda asagiyadevam ediyor. Oropus'u sagina aliyor Asopus nehri ile sol siniriniolusturuyordu. Topraklari dünyanin en iyi topraklariydi. Bu sebeplegenis bir orduyu besleye biliyordu. Bu ordu çevrede bulunan insanlardanolusuyordu. Atticca'nin kalintilari ile (hala vardir.) dünyaninherhangi bir bölgesiyle karsilastirildiginda çesitlilik ve mükemmellikbakimindan otlaklarinin her çesit hayvan için uygun olmasi bakimindangelismistir. Günümüzde bile bu topraklarda bol ve bereketli üretimdevam etmektedir. Bunlar ki söylediklerimin dogru oldugunu kanitlar.
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Atlantis'in İlginç Öyküsü Empty Geri: Atlantis'in İlginç Öyküsü

Mesaj tarafından pomaklar.com Cuma Tem. 13, 2007 9:52 am


Size nasil anlatsam , acaba hangi parça o topraklarin artigi olarakkabul edilebilirdi? Tüm sehir kitanin geri kalanindan itibaren denizüzerine uzanan bir burun gibiydi. Çevreleyen sular ise komsu bölgelerenazaran çok daha derindi. Bu geçen 9000 yil içinde bir çok sel meydanagelmisti. Geçen onca zamana , su ana kadar ve onca degisime ragmen hiçbir zaman daglardan gelen toprak ve kirin kayda deger bir birikmesiolmamis. Diger yerlerdeki gibi ancak dünya bütün çevresinde alçalmis vegörme alanindan çikmistir. Sonuç olarak, geçmisle bugünü mukayeseedersek, yalnizca iskelet kalintilari, küçük adaciklar, akan toprak vekirin zengin parçaciklari daglarinin yüksek yamacinin topraklakaplanmis oldugu, ovalar ve düzlükler (bizim tarafimizdan yok edilmis).Phellus'un toprakla dolu oldugu ve daglarinda bereketli olmalari oldugörülür.
Bütün bu son izlerle beraber. Bugün bazi ormanlardaki besinler ancakaçlarin ihtiyacini karsilaamaya yeter. Halen oradan kesilen kereste ileyapilan çatilari görmek mümkündü ki bunlar en büyük kulelerinçatilarini bile kaplamaya yetecek büyüklükteydi. Çok büyük baskaagaçlar vardi. Insan tarafindan islenmek ve çiftlik hayvanlari beslemekiçin bereketli otlaklarda. Üstelik topraklar yillik dogal yagmurlar ilekendiliginden biçilecek hale geliyor. Simdiki gibi bosa akan sularlatoprak kaybetmiyordu. Ancak bereketli imkanlara bütün bölümlerindesahip. Bunu kendi bünyesinde sagliyor. Ve bereketli zengin kilyataklarina sahip, bunlar oyuk ve çöküklerin içine birakiliyor veyukarilarda olusan akintilarla ve akarsularla besleniyordu. Halen bileeski bereketli kutsal kalintilar arasinda bir zamanlar akan akarsu , suizlerine rastlanabilir. Bunlarda söylediklerimin dogru oldugu bir kezdaha kanitlar. Ülkenin dogal durumu ki toprak islenmistir. Inanabilirki ülkenin iddiali, çaliskan, dogru insanlarinca yapilmistir. Bukisiler onurlarina asil dogayi seven insanlardir. Buralar dünyanin eniyi kiline ve bereketli suyuna, cennetsel denebilecek bir iklimesahiptir. Su anda sehir bu bilgiye göre düzenleniyor. Ilk olarakakrapolis su anda oldugu gibi degildi. Bir aksam yagan siddetli yagmursonucu bütün toprak temizlenmis ve kaya oyularak çiplak kalmistir. Aynizamanda depremler ve olaganüstü su baskinlari ki bu Deocalion'un büyükyikima ugramasindan önce üç kez olmustur. Ancak ilkel çaglardaAcropolis dagi Eridanus ve ilisus'a kadar uzanir. Pnyx'i bir taraftaniçine alir ve Lbcabettus'u Pnyx'in ters tarafindan sinir kabul ederdi.
Iyi bir kitle tepeden itibaren kapliydi ve bir iki yer hariç yüksekzirvesi vardi. Acropolis'in disinda ve daglarin eteklerinin zanaatçilarotururlardi. Çiftçi olanlar topragi sürer, savasçi sinif ise Athene veHephaestus'un zirvede bulunan tapinaklarinda yasardi. Üstelik buralaribir evin bahçesi gibi parmakliklar ile çevirmislerdi. Kuzeyde insanlarberaber yasar ve kisin yemek yemek için barinaklar kurarlardi.
Tapinaklarin yaninda ortak kullanim ve ihtiyaçlar için binalaryapmislardi. ancak bunlarin hiç biri altin veya gümüs ile süslenmisdegildi. Bunlari herhangi bir amaç ugruna degil amaçsizlik ve gösterisarasinda bir yön bulmak amaciyla kullanmislardi. Alçak gömülü evleryapmislar. Çocuklarina, çocuklari yaslandikça onlari kendileri gibiolanlara birakmislar ayni sey olmustur.
Ancak yazlari bahçelerini yemek, barinaklarini terk etmisler dagingüneyinde ayni amaçli yerler yapmislardi. Su anda Acropolis'in olduguyerde bir su kaynagi vardi. Bu kaynak deprem ile yok olmus, geriye birkaç ufak dere kalmis ve çevrede varligini hala sürdürmektedir. Ancak bugünlerde su kaynagi bereketli su vermeye devam etmis ve kisla yaz ,içinuygun sicakligi ayarlamistir. Bu onlarin yasayis seklidir. Kendiyurttaslari için koruyucu olma halleridir. Ve Helen'e liderlik edeninsanlar ve onlarin istekli
takipçileridir. Her zaman için ayni sayida kadin ve erkegin bulunmasinadikkat etmisler her zaman hazir savasçi bulundurmuslardir. Bugün isesayilari 20 birdir. Antik Atina gibi bu tarzda ülkelerini vetopraklarini dogru bir sekilde yönetmisler ve ayni seyi kalan tüm Yunaniçin yapmislardir. Tüm Avrupa ve Asya'da ünlenmisler irklariningüzelligi ve ruhlarinin hüneri ve yasayan insanlarin kabiliyetler,ionlari tanitmistir. Eger bana çocukken anlatilanlari unutmamis isemsize onlarin düsmanlarinin temeli ve karakteri hakkinda bilgiverecegim. Dostlar hikayelerini kendilerine saklamamali vepaylasmalidir.
Hikayenin devamina geçmeden önce sizi uyarmak isterim. Eger hikayedeadi geçen bazi yabancilarin yunan isimlerine sahip olduklariniduyarsaniz, size bunun sebebini anlatayim; Hikayeyi siirinde kullanmakisteyen Solon isimlerinin anlamlarini arastirir ve ögrenir ki bunuyazan eski Misir'lilar bunu kendi dillerine çevirmislerdir. Solonhikayeyi dilimize çevirirken isimlerin manalarini düzeltir. Benim büyükbüyük babam Dropides'te orjinal metin vardi. Bunlar hala bendedir vetarafimdan dikkatlice çalisilmistir. Bu nedenle böyle isimlerduyarsaniz sasirmayin. Hikaye su sekilde basliyor.
Daha önce ki konusmamda tanrilar paylarindan bahsetmistim. Onlardünyayi farkli genisliklerde parçalara ayirmislardi. Ve kendileri içintapinaklar ve ilahi kurumlar kurmuslar. Possesidon, kendi payi olanAtlantis adasini aldiginda, fani biz kadindan çocuklar almis ve adaninbir yerine yerlestirmis ki az sonra anlatacagim. Burasi denize dogrubakiyormus l , ancak adanin en orta yerindeymis burada ovalarin engüzeli denebilecek bir ova ve bereket varmis. Ovanin yaninda fazlayüksek olmayan bir dag bulunuyormus. Bu dagda adanin en ilkel insanlariyasiyormus. Bunlardan birinin ismi Evanor imis. Karisinin ki iseLevcippe ve Cletio adinda bir kizlari varmis. Bu bakire kiz evlenmeyasina geldigi siralarda annesi ve babasi ölmüs. Possedion bu kiza asikolmus. Ve onunla görüsmeye baslamis. Topragi yararak hem denizden hemdekaradan kizin yasadigi dagi çevirmis. Iki karadan üç'te denizden olmaküzere nöbet bölgeleri yapmis bunlari adanin tam ortasindan ayniuzaklikta olmak üzere çita ile çevirmis. Böylece insanlar bu adayaulasabilseler dahi, gemiler ve gezginler ulasamayacaklarmis.
Kendisi bir tanri olarak adanin merkezinde degisiklikler yapmakonusunda güçlükle karsilasmiyormus. Topragin altindaki iki pinargetirmis, biri sicak biri soguk akiyormus. Kilden bereket alan bupinarlar toprakta her çesit yiyecegin yetismesini sagliyormus. 5 ikizçocuk getirip adayi 10 parçaya bölmüs. En büyük ilk ikizlere annesininyasadigi yeri ve çevresini vermis. Burasi en büyük ve en güzel yermis.Onu digerlerinin krali yapmis. Digerlerine de prenslikler, emirlerineaskerler ve genis araziler vermis. Hepsini isimlendirmis. Büyük olanayani krallik verdigine Atlas ismini koymus. Ondan sonra tüm ve okyanusAtlantik adiyla anilmis. Onun kendisinden sonra dogan ikiz kardesineHeralles'in Pillar'sin karsisindaki büyük payini vermis. Burasi gadesbölgesi denilen yere bakiyormus. Yunanca Eumellus adini vermis. Bukendi dillerince Gaderius demekmis. Ikinci ikizlerin birisine Ampheresdigerine Evaemon ismini takmis. Üçüncü ikizlerin büyügüne Mneseusküçügüne ise Autochthon ismini vermis. Dördüncü ikizlerin büyügüneElasippus, küçügüne Mestor ismini vermis. Son olarak besinci ikizlerinbüyügüne Azaes, küçügüne ise Diaprepes ismini vermis. Onlar ve onlarintorunlari adada yasayanlar ve açik denizdeki adalari yönetenlerolmuslar. Ve belirtildigi gibi tüm ülke üstünde Pillars'tan Misir'a veThrrhenia'ya egemen olmuslar.
Artik Atlas büyük ve saygi deger bir aile sahibidir. Krallik onunelindedir. En büyük oguldan ogula uzun süredir geçmektedir. O ana kadarhiç bir kralin sahip olmadigi büyüklükte bir zenginlige ve egemenligesahiptir. Bunun tekrar olmasi olasi görünmekte ve ihtiyaci olan herseyle donatilmis durumdadir. Hem sehir hem ülke çok zengindir.Kurduklari imparatorlugun büyüklügü sonucu yabanci ülkeler onlaraganimet getirmekte ve zaten de adanin kendi kaynaklari onlaraihtiyaçlari olan her seyi sunmaktadir. Ilk basta topragi kazacak tuzabenzer fusile denilen ancak daha sonra orichallum adini alan bir maddebulmuslardir. Tuza benzeyen bu madde altin hariç her seyden dahadegerli kabul edilmekteydi.
Marangozluk için bereket alanlar ve kafi derecede evcil ve vahsi hayvanbulunuyordu. Üstelik adada çok sayida fil vardi. Diger hayvanlarinyasamasi için yeterli kosullar bulunuyordu bunlar göllerde,batakliklarda, daglarda ve ovalarda yasayan hayvanlardi. Kisaca tümzamanlarin en genis ve en çesitli hayvan türleri yasamaktaydi. Ayricayeryüzünde bulunan tüm güzel kokulu seyler, kökler, otlar, bitkiler,içecek ve meyvelerden damitilan esanslar bu topraklarda büyür veyetisirlerdi. Yine topragin kabul ettigi her meyve islenebilir. Tümkuru çesitten yiyecekler, kabuklu meyveler, içkiyi, eti, ilacikarsilayabilecek ürünler, eglence ve mutluluk veren bitkiler. Yemektensonra bizi rahatlatabilecek seyler, çesit çesit tatlilar, bu kutsal vebereketli adaya günes isigi gibi dagilmisti. Bir sonsuzlukla , böylebüyük bir kutsallikla toprak onlari donatmisti. Tapinaklarini,saraylarini liman ve rihtimlarini barinaklarini insa ettiler. Tümülkeyi asagida anlatilan düzenle idare ettiler.
Antik metropolis'i çevreleyen denizin denizin üstüne köprüler insaettiler. Kraliyet sarayina giden bir yol yaptilar. Tanrilari ve atalariiçin saraylar insa ettiler. Basarili senerasyonlar yarattilar. Hergelen kral bir öncekinden daha basarili ve üstün oldu. Ta kigüzellikteki ve büyüklükteki ölçüyü kaçirana kadar. Denizden baslamaküzere 300 feet genisliginde 100 feet derinliginde ve 50 feetuzunlugunda bir kanal kazdilar. Bu kanali kanalin içine tasiyarakdenizle arasinda bir geçis yeri olusturdular. Böylece bir liman olusmusoldu. Böylece genis kayiklari yanasmasi mümkün oldu.
Artik denizden ayrilan bölgenin genisligi 3 feet olmustu. Bundan sonragelen kara parçasi esit genislikteydi. Ancak diger iki bölge biri denizbiri toprak olmak üzere 2 feet'di. Ve adayi çevreleyen ise 1 feetkalmisti. Sarayin bulundugu adanin çapi ise, 5 feet'di. Bunlarailaveten Stadium'un 6/1'i genislikte bir parça etrafi kaya parçalariile kaplanarak kalelerin ve bahçelerin oldugu ve köprüyle denizingeçildigi yerdeydi.
Kullanilan kayalar adanin merkezinin altinda buluna tas ocagindan vetoprak parçasindan alinmisti. Bunlar beyaz, siyah ve kirmizi renkteidi. Bu çökük iki çukur olusturuyordu. Bu çukurlarin dogal kayalardançatisi vardi. Binalarin bazilari gayet basitti. Digerlerin ise renkleridegisikti. Böylece göze hos görünüyor. Dogal zevkliligi gösteriyordu.Duvarlarin tüm çevresi ince tabaka pirinç alasim ile kaplanmis dahasonraki duvar ise kalayla kaplanmisti. Üçüncü duvar ise Orichallum'unkirmizi isigi ile parliyordu.
Saraylarin yapiminda kullanilan düzen söyledir. Merkezde Cleito vePoseidon'a ait kutsal tapinaklar vardir. Bunlar erisilmez tutulmaz vealtinla kaplanmistir. Burasi 10 prens ve ailelerin isigi ilk gördüklerinoktadir. Oraya insanlar geleneksel olarak sezonun ürünleri 10 parçahalinde getirirler ve her birine armagan ederler.
Poseidon'un kendi tapinagi bir stadyum büyüklügündedir. Yarim stadyumgenisligindedir. Buna oransal yüksekligi garip barbarsal görüntü verir.Tapinaklarin disinda doruklari hariç gümüs kaplama, doruklari ise altinkaplamadir. Duvarlar sütunlar ve zemin orichalcum ile kaplanmistir.Tapinaklarda altindan yapilma heykeller bulunur. Tanri 6 atin çektigibir at arabasi üzerinde neredeyse kafasi çatiya degecek yükseklikteinsa edilmistir. Etrafinda ise 100 nerein yunuslar üzerinde yer alirayrica yine tapinaklarin içinde diger önemli objeler bulunur.
Tapinagin çevresi ise altindan heykellerle çevrilmistir. 10 kraltorunlari, esleri, akrabalari ve diger önemli kisiler ile yer alir. Birde mihrap vardir. Bu mihrap muhtesemligi ve büyüklügü ile genel düzeneayni ahenkle uyar ve kralligin ve tapinagin yüceligini, büyüklügünüisaret eder. Diger bir tarafta birinden sicak birinden soguk su akançesmeler, harika bol bir akicilik içinde harika ve mükemmel bir uyumyaratirlar. Etrafinda insaatlar yapmislar. Uygun agaçlaryetistirmislerdir. Ayrica sarniçlar insa ederler. Bazilari gökyüzünedogru açik, bazilari ise çatilari kapali hamamlari vardir. Özel önemlikisilerin hamamlari vardir. Kadinlar için uzakta ve ayrilmis özelhamamlar bulunur. Bununla bize bereket ve hasat veren atlar ve çiftlikhayvanlari için ayri bölümler bulunur.
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz