GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Uye olarak desteklerimizi sunalim.

Join the forum, it's quick and easy

GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Uye olarak desteklerimizi sunalim.
GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Pomaklar, dil ve ötekileşememe…-1-

Aşağa gitmek

Pomaklar, dil ve ötekileşememe…-1- Empty Pomaklar, dil ve ötekileşememe…-1-

Mesaj tarafından pomaklar.com Perş. Haz. 24, 2010 9:19 pm

Pomaklar, dil ve ötekileşememe…-1-

Hikmet Pala/ İbrahim Kenar

Cumhuriyet tarihi, Pomakları açıklamaya yetmez, ama çok önemli bir kilometre taşı, dönüm noktası oluşturur. Pomaklar Osmanlı topraklarında yüzyıllarca varoldular ve Cumhuriyetten çok önceden beri Cumhuriyet Türkiyesi topraklarında ise yaşamakta idiler. Aslen Balkanlı Slav olan ve şu anda bir kısmı Türkiye’de olan Pomaklar daha Osmanlı’lar zamanında şimdiki Türkiye’ye geldi. Hal böyle olunca, çokuluslu, çok dinli bir toplumda göze batmadılar. Daha o zamanlarda göze battıkları asıl konu, Pomakların Türkiyeye gelişlerinin, Osmanlı’nın o zamana kadarki en büyük yenilgilerinden biri olan Rus harbini hatırlatıyor olması, adeta o yenilgiyi temsil etmesi idi.
Tabii bu yenilgiye yol açan Batak kasabası katliamında Pomakların rolü olması-neredeyse başrolü oynaması, acıyı daha da derinleştiriyor. Bu nedenle Pomaklar ayni zamanda Bulgarlar için de, ve bu gün bile çok büyük bir utanç, iç düşman, kardeş katili olarak anılmakta.
İşin bu kısmı, büyük çoğunluğu Bulgaristan’dan gelen Pomaklara ilişkin, Bunun üstüne bir de Yunanistan ve Adalardan gelen mübadele Pomaklarını eklersek, olay daha da renklenir. Düşünmek gerekir: Kuvayi milliye, öyle bir politika ki bir taraftan Anadolulu, Rumca konuşan Karamanlı Türkleri gönderir, Slavca konuşan Müslüman Pomakları getirir, ama ote yandan Hıristiyan ya da dinsiz olan ama Türkçe konuşan Türk Gagavuzların gelişine karşı çıkar!… O dönemde serbest göçmen vizesi verileceklerde aranacak ilk şart olarak”Türk soyundan olmayı(özellikle sünni olması şartını) “ararken, şu kaydıda düşmektedir.
“Pomaklar gibi Osmanlı imparatorluğundan ayrılan memleketler ahalisinden olup kendi milliyetlerine ait mustakil devletler teşkil etmemiş olan göçebe olmayan müslümanlarda Türk soylu gibi muamele görürler……”‘Bu fıkra mucibinde vize alabilecek olan aile reisinin çocukları ve yabancı soydan olan eşide aynı muameleye tabi tutulur*.
Tabiki aradan geçen uzun yıllar sonrasında Türkiye Cumhuriyeti bu uygulamasından’da vazgeçerek 1989 göçleri döneminde ülkeye giriş yapacak olanlarda Türk soylu olması şartı getirerek binlerce Pomak aileyi Edirne/Kapıkule sınır kapısından geri çevirmiştir**.

Aslında ortaya çıkış şekli garip gibi görünen bu politika tek bir kelime ile açıklamak mümkün: Milliyetçilik. Epey ham, epey hamasi, jakoben, efsane uydurmak ve asimilasyon konularında hayal gücü yüksek bir temerküz milliyetçiliği. Üstelik te dünyada milliyetçiliğin giderek söndüğü bir dönemde uygulamaya konduğu için daha da kaba kaçan milliyetçilik.
Jeo-politik bir gözle baksak, aslında Pomakları Balkanların Kürtleri olarak görmek hayli mümkün. Beş ülkeye dağılmış, farklı isimlerle anılan, bulundukları her ülkede egemen milliyetçiliğin pederşahi baskısı altında kalan ve bundan dolayıda halklaşma süreci ciddi duraksamalara uğramış kimlik talepleri yerine islami yönü ağır basmış bir gurup görüntüsü hakim durumda.
Pomak(Türkiye),Pomaçi-Pumagaç(Bulgaristan),Goran(Kosova,Arnavutluk), Amuca, Ahriyani-Agiryani(yunanistan),Torbeş(Makedonya)…. bazı isimleri. Türkiye’nin en çok ismi olan illerden birinde (Bulgarca’da Lozengrad: Bağlışehir; Helen’cede Saranda Eglisiya= Kırkkilise, Cumhuriyette ise İl plaka numarası 39 ama kendisi 40 olan) Kırklareli’de bolca rastlanan Pomakların bu kadar çok ismi olmasi belki de bize fazlası ile atomize olduklarını anlatmaya çalışıyor… Hani insan diyor ki o kadar efsane ve Türklük dizayn eden Cumhuriyet bürokrasisi Kocaeli ile İzmit’e yer değiştirtip Kırklareli’yi 40 yapsaymış ya.
Bulgaristanda Slavlıklarından dolayı kabul gören ama dinlerinden dolayı hazzedilmeyen, Osmanlı işbirlikçileri gibi görülen; Yunanistanda hem slav özellikleri inkar edilen hem de dinlerinde dolayı yine pek de sevilmeyen, Makedonyada keza Yunanistandakine benzer bakılan, ama Slav ortak özelliklerinden dolayı daha çabuk şeffaflaşan … ama Arnavutluk’ta da rahatsızlık yaratan bir insan gurubu.
Ya Türkiye’de: başından beri dışarlıklı bir gurup. Müslümanlıkları dışında Türklerle ilgisi sadece Balkanlardaki hakimiyeti kolaylaştırmak olan, ismi anıldığında Türklerin ağzında buruk, acımtrak bir tad bırakan bir gurup.
Saf, katışıksız milliyetçilik açısından baktığımızda, vasiyetinde Nihal Atsız’ın Pomaklardan ‘hiç güvenilmemesi gereken iç düşman’ diye söz edilmesi hiç te şaşırtıcı gelmiyor. Bu tür milliyetçiliği siz isterseniz “Irk milliyetçiliği” olarak okuyun, isterseniz bugünlerde popüler bir gözboyama olan “üst kimlik” söylemi olarak….. sonuç ayni: Pomakların, varlıklarını ve özelliklerini saymaları bile grotesk, ofansif görülüyor.
Tabii böyle bir ortamda “ulusalcılık” histerisine kapılmış bir çok ‘etnik’ vatandaşımız da bir güreş panayırında yağlı vücutlu, iri kıyım, kıspetli Pomak pehlivanları görünce heyecandan hop hop hoplayan sahne sanatçıları gibi ‘Türkten daha da Türk olma’ yarışına giriyor. Nitekim ‘üst kimliği yeni yeni keşfeden Türkiye Cumhuriyetinin Balkan politikasını yaymaya devam eden müftüler hala Pomaklara aslında Türkten daha Türk olduklarını söylemeye devam ediyor… Zaten Balkanlarda kart kurt sesleri insanın kulağına ‘Pamuk, Pomak’ olarak gelir!…
Türkiyedeki genel kültürde zaten olduğu gibi görünmekten kaçınma histerisi yaygın iken, bu kadar duyarlı bir konuda –azınlık olma konusunda- bu eğilim, bu benzeşme, sürüye katılma arzusu daha da güçleniyor ve en küçük farklılığa korkunç bir tahammülsüzlük olarak ortaya çıkıyor.
Burada yeri değilmiş gibi görünen ama aslında tam da turnayı gözünden vuran bir unsur daha var: Kürt Milliyetçiliği!… Kendi ulusal haklarını ve varlık sebeplerini meşrulaştırma çabası içerisinde ne yazık ki ellerindeki tek örnekten hareketle genel anlamda Kürtler de Türk milliyetçiliğini taklit etmekte, ayni klişelere, yanılgılara düşmekte. Böyle bir sağırlar diyaloğunda bir Pomağın kültürel kaderini bir Kürde benzetmesi zaten akla ziyan gibi görünür. Bir de askerlik hizmetinde gençleri ülkenin en uzak, en zıt köşelerine atma uygulaması varken ve Pomak delikanlıları de Güneydoğuda görev yaparak gerilim, çatışma halet-i ruhiyesinden nasibini alırken, geriye hiç sulandırılmamış, aksine yoğunlaşmış, damıtılmış, katranlaşmış bir nefret kalıyor. Bu nefretten kimin nemalandığını tahmin etmek için kaç saniye istersiniz?

Sürecek..

————————————————————

* -2510 Sayılı İskan Kanunu’nun, 2848 ve 3657 Sayılı Kanunlarla Muaddel 3.üncü madedesine Tevfikan Hazırlanan İskanlı ve Serbest Göçmen Kabulüne Dair Esasları Muhtevi Talimatname).
**-27.08.1989 Tarihli Milliyet gazetesinin ‘Türkiye’de Yaşayan Pomak’lar Üzgün’yazısı.

pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz