FİLİBE-TİMRAŞLI ETHEM BEY
GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ :: .............İSTORİA NA POMAK......История........ :: Pomak Timras Cumhuriyeti
1 sayfadaki 1 sayfası
FİLİBE-TİMRAŞLI ETHEM BEY
1924 yılı mübadelesi ile başlayan göç hareketinde Seydiköy’e Balkanlardan göç eden Türkler yerleşir. Bunlar, başta Filibe-Tımraş’tan göçen Pomaklar, Bosna’dan göçen Boşnaklar, çok az olmakla birlikte daha sonraları göçen Arnavutlar olmuştur. 1924 Mübadelesinin ana amacı Batı Trakya Türkleri ile Anadolulu Hıristiyan Rumların yer değiştirmesidir. Bu mübadele de Batı Trakya Türklerinden Kavala civarından Korcu, Çigoş, Raca’dan gelen Türklerde Seydiköy’e yerleştirilir. Fakat Seydiköy’de nüfus çoğunluğu Filibe-Tımraşlı Pomaklar’dadır. 1926 yılında ikinci kez kurulan Cumhuriyet dönemi Belediye teşkilatında Seydiköy Belediye Başkanları 1926-1950 yılları arasında Abdullah Arda, Hasan Selim Gürsel, Mehmet Peker, Ramiz Meriç, Rafet Şenbaydur, Halil Tan Filibe-Tımraş kökenlidir. 1950 sonrası seçimleri kaybeden CHP ile 60 yıl sonra 2009 seçimlerini kazanan Halil İbrahim Şenol’un dedesi de Filibe-Tımraşlıdır. Bu konuyu özellikle öne çıkarmamın nedeni, Filibe-Tımraşlılar 93 Harbiyle beraber 1877-1878 yıllarında Balkanlarda Cumhuriyet Hükümeti kuranların torunlarıdır. Filibe-Tımraşlıların göçlerinden önce Bulgarlar tarafından Tımraşın yerle bir edilmesi üzerine bu Cumhuriyet Hükümeti 1912′de sona ermiş ve Balkan göçlerine neden olmuştur.
Bu arada belirtmemiz gereken konu 1960 İhtilali sonrası Seydiköy isminin Gaziemir olarak değişmesidir. Bu yıllarda Gaziemir’in bir köyü olan Sarnıç, Balkanlardan aldığı göçlerle Bulgaristan Türklerinin oluşturduğu bir belde olur. 1992 yılında Gaziemir’in İlçe olmasıyla beraber Sarnıç’ta da belediye teşkilatı kurulur. 2009 yılında yapılan Mahalli İdareler değişikliği ile Sarnıç Gaziemir sınırları içine alınarak Gaziemir Belediyesine bağlanır. Günümüzde Gaziemir 120.000 nüfuslu bir ilçe olup, Sarnıç’ta 30.000 nüfusuyla, 4 mahallesiyle Gaziemir’in bir beldesi olur. Gaziemir sosyal hayatında 1912 göçleri ile gelen Filibe-Tımraş Türkleri ile daha sonraki yıllarda göçen Bulgaristan Türkleri bugün Gaziemir ve Sarnıç’ın kuruluşunda yer almışlardır.
1912 yılı göçleri ile gelen Filibe-Tımraşlı iyi tanımak gerekir. Bu Tımraşlılar 93 Harbinde (1877-1878) yıllarında kurulan Tımras Republica( Tımraş Cumhuriyeti)ni kuran Tımraşlı Pomaklardır. Bu Cumhuriyet yaklaşık 600 bin kilometre karelik bir alanı ve 4 milyon nüfusu temsil ediyordu. Önderliğini Pomak liderlerden Ahmet Timirski, (Tımraşlı) Abdullah Efendi, Hacı Halil Efendi, Kara Yusuf Çavuş ve Hidayet Paşa adlı kişilerden oluşuyordu. 93 Harbi yıllarında kurdukları Filibe-Tımraş Cumhuriyetini inatla yaklaşık 30 yıl sürdüren bu Tımraşlılar ve Balkan Türkleri Osmanlının Balkanlarda hakimiyetini kaybetmesi sonucunda ilk kafilesi 93 Harbi sonrası kalanlarda 1912 yıllarında Anadolu’ya göçerler. Tabi ki geride Bulgaristan, Makedonya ve Güney Rodoplarda Yunanistan’da kalanlar da bulunmaktadır. Kurulan Cumhuriyetin oluşumunu Balkan Türklerinin Kökeni adlı kitabımda, büyüklerimizden dinlediklerimizi yazdım. Yaptığım araştırmalarla Tımraş ve Tımraş Cumhuriyetini ayrı bir kitapta toplamak arzusundayım.
1912 göçleriyle gelen Pomakların başında Ethem Bey vardır. Bu kişi o yıllarda Mustafa Kemal ****** ile çok sıkı bağları olan bir kişidir. Ethem Beyin gelini rahmetli Ülkü Özer, ziyaretine gittiğim bir gün bana kayınpederi ile ilgili olarak “ kayınpederim kendi evleri ile ******’ün babasının evleri arasında üç ev olduğundan, Bulgarlarca aranan bazı kişilerin göze batmasın diye Ethem Beyin evinde saklandığından” bahsederdi demiştir. Bu nedenle ****** ile Ethem Bey arasındaki ilişkiler Anadolu’da da devam etmiştir. ******’ün onları Konya yöresine yerleştirdiğini yaşlı Filibe-Tımraşlılardan dinlemiştim. Ethem Beyin Seydiköy’lü yaşlı Tımraşlıların anlattığına göre katırla getirdiği altınları bunları Balkan savaşları sonrası Mustafa Kemal’e Anadolu’nun kurtuluşunda kullanılmak üzere verdiğini tüm yaşlı Seydiköy’lülerden ve gelini Ülker Özer’den dinlemişimdir.
******’ün yönlendirmesiyle yaklaşık 15 bin kişilik guruptan 8 bin 500 civarında Tımraşlı Konya’ya yerleşirken, yaklaşık 4.500 civarı Çanakkale-Biga’ya, diğerleri de Bursa ve köylerine yerleşirler. Konya’ya yerleşenler huzursuzdurlar. Bir kısmı Konya merkezde kalmışlar, bir kısmı Çumra ve Çumra köylerinden Karaman yolu üzerinde oluşturdukları ve ismini de Filibe’den göçtükleri Tımraş’ı Anadolu’da yaşatmak isterler. Bu nedenle Çumra- Karaman arasında Tımraş ismiyle bir yerleşim kurarlar. Ama biraz önce değindiğim gibi huzursuzdurlar, Alibeyhüyük’lü Delibaş onları Gök Gözlü Deccalin adamları diye tedirgin etmektedir. Çünkü onlar bu yıllarda Ankara Hükümetinin yanında yani Mustafa Kemal’in destekçileridir. Kemal ve İlhan Şipkan’nın babalarından dinledikleriyle, Konya’ya yerleşen tüm Rumeliler ve Filibe-Tımraşlılar, kağnılarla Ankara’ya buğday götürüp satıyorlar, parasını silah alınması için Ankara’da bırakıyorlar. Padişah yanlısı Delibaş, Mustafa Kemal güçlerine böyle bir destek veren Rumelileri cezalandırmak ister. Ankara Hükümeti yanlısı Rumelileri devamlı tedirgin eden, Delibaş ise İstanbul Hükümeti yanında Konya valisi Artin Cemal ve akıl hocası Zeynel Abidin Beyin kurucusu olduğu Ahali fırkasından(daha sonraları bu fırka ‘parti’ Hürriyet ve İtlaf Fırkasına katılmıştır.) talimat alıyordu. 2-3 Ekim 1920 günü gecesi Delibaş ve adamları Çumra tarafından gelerek Konya’yı basarlar. Yüzlerce Ankara Hükümeti yanlısı yanında özellikle Rumelileri öldürür. Burada yine ona karşı gelenlerden o yıllarda Konya’da bulunan Dr. Pakize Tarzi’nin kız kardeşini de katleder. İsyan Ankara Hükümeti kuvvetleri tarafından bastırılır. Delibaş’ta İzmir dönüşü Akşehir yakınlarında Yunan pasaportuyla yakalanır.
Mustafa Kemal zorda olan hemşerilerini Fahrettin Altay’ı görevlendirerek kurtarmıştır. Ethem Beye haber göndererek hemşerilerini alarak Bursa veya İzmir’e yerleşmelerini ister. Ethem Bey Tımraşlıları toplayarak onları Bursa üzerinden İzmir’e getirir. Tımraşlıların bir kısmı Çumra, Tımraş (Gökhüyük) ve Konya’da kalırlar. Konya’dan göçenlerin bir kısmı da Bursa ve Bursa-İsmetiye Köyüne, diğerleri de İzmir’e yerleşirler. Tımraşlı yaşlılardan Bayman Ali şöyle anlatmıştı. “Ethem Bey bizi elindeki ******’ün yazdığı mektupla valiye çıkardı. İzmir Valisi bizi aldı, Alsancak vapur iskelesi ile Alsancak tren istasyonu arasındaki harabelik yeri gösterdi. Biz burasını beğenmedik, sonra Vali Bey bize Buca’yı gezdirdi, burada yaşayan bazı yabancılar ile Türkler vardı, burayı da beğenmedik. Ethem Beyin bize kızdığını hissettik ama buna rağmen beğenmediğimizi söyledik. Bizi Vali Bey bu defa Seydiköy’e götürdü, Seydiköy bom boştu. Burada yaşayanlar Yunanlı olduğu için hepsi kaçmışlar her yer bomboş, Ethem Beyle Vali Bey konuştular ve bizi buraya yerleştirdiler. Her taraf bomboş dilediğimiz evlere yerleşerek artık Seydiköy’lü olduk” diye anlatmıştı.
Filibe-Tımraşlılar İzmir-Seydiköy’e yerleşirler. Arkalarından 1924 mübadelesi ile gelen Batı Trakya Kavala civarından Korcu, Cigoş, Raca’dan göçen Türkler ile Akova ve civarından göçen Boşnaklar Seydiköy’ün ilk yerleşenleri olurlar.
Seydiköy’lü Filibe-Tımraşlılardan Hakkı Şipkan “Ethem Bey sanki bir baba, amca bir dayı idi. Herkesin yardımına koşuyor, evlenmek isteyenler kız isterken onu aracı yapıyordu. O da her şeyimize koşturuyor, bize göz kulak oluyordu. Seydiköy tren istasyonunda güzel bir ev yaptırdı. Orada bu konakta yaşıyordu. O yıllarda Cumaovası (Menderes)nda yaşayan bir tütün tüccarına kefil olmuş, borç ödenmeyince o da evini alacaklılara teslim etmiş. Seydiköy’ü terk etmiş. Çok onurlu bir adamdı. Seneler sonra onu Ankara’da ****** buldu. Ankara kalesinde bir evde kirada oturuyormuş. Çocukları yurt dışında okuyordu. ****** onlara yardımcı olalım demiş, çok onurlu bir insandı. Çocuklarım birbirine destek oluyor demiş Ethem Bey. Üç çocuğu vardı. Adil, Enver ve Hicriye, Adil’i ****** Merkez Bankasına, yurt dışında tahsil gören Enver’i de İller Bankasına yerleştirdiğini duyduk” diye anlattı. Yine Seydiköy’ün Filibe-Tımraşlılardan Hüseyin Meriç’te bu olayı şöyle anlattır. “Ethem Bey Tımraştan gelen bütün hemşerilerine ayırım yapmadan yardımcı olurdu. O yıllarda Cumaova’lı bir tütün tüccarına kefil olmuştu. Tütüne gelen bir hastalık neticesinde o yıllarda bu tütün tüccarının işleri bozulmuş. Borçlarını ödeyemez duruma gelmiş. Bunun üzerine tütün tüccarına kefil olan Ethem Bey özene bezene yaptırdığı evi kefilliğine karşı bırakarak Seydiköy’ü terk eder. Daha önceleri de önemli miktarda parasını Hisar Cami yakınlarında bir elbiseciye kaptırmış olduğunu duymuştuk. Bu olaylara çok içerleyen Ethem Bey ikinci kefillik olayından sonra Seydiköy’ü tamamen terk eder. Ortalıkta görünmeyen Ethem Beyi Seydiköy’lüler merak ederler. Seydiköy’ün ileri gelenleri Ankara’ya kadar giderek ******’e durumu anlatmak isterler, ******’ün Ankara’da olmaması üzerine durum TBMM Başkanı olan Abdülhalik Renda’ya anlatılarak geriye dönülür. Çok sonraları öğrendik ki Ethem Bey Ankara’ya yerleşmiş. Yenimahalle’de kendisine bir arsa alarak ev yaptırmış. Şimdi de gelini ve torunları orada yaşıyormuş.”
Ölümünün 71 yılında, başta Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve kurtarıcısı Mustafa Kemal ****** ile beraber tüm silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum. Seydiköy’ün kuruluşunda emeği geçen Ethem Bey ve tüm Seydiköy’lü Pomak, Boşnak ve Kavala, Korcu, Cigoş ve Racalı büyüklerimizi rahmetle anıyor, çocuklarına ve torunlarına uzun ömürler diliyorum.
Ercan Çokbankir
http://pomaknews.com/?p=5626
Bu arada belirtmemiz gereken konu 1960 İhtilali sonrası Seydiköy isminin Gaziemir olarak değişmesidir. Bu yıllarda Gaziemir’in bir köyü olan Sarnıç, Balkanlardan aldığı göçlerle Bulgaristan Türklerinin oluşturduğu bir belde olur. 1992 yılında Gaziemir’in İlçe olmasıyla beraber Sarnıç’ta da belediye teşkilatı kurulur. 2009 yılında yapılan Mahalli İdareler değişikliği ile Sarnıç Gaziemir sınırları içine alınarak Gaziemir Belediyesine bağlanır. Günümüzde Gaziemir 120.000 nüfuslu bir ilçe olup, Sarnıç’ta 30.000 nüfusuyla, 4 mahallesiyle Gaziemir’in bir beldesi olur. Gaziemir sosyal hayatında 1912 göçleri ile gelen Filibe-Tımraş Türkleri ile daha sonraki yıllarda göçen Bulgaristan Türkleri bugün Gaziemir ve Sarnıç’ın kuruluşunda yer almışlardır.
1912 yılı göçleri ile gelen Filibe-Tımraşlı iyi tanımak gerekir. Bu Tımraşlılar 93 Harbinde (1877-1878) yıllarında kurulan Tımras Republica( Tımraş Cumhuriyeti)ni kuran Tımraşlı Pomaklardır. Bu Cumhuriyet yaklaşık 600 bin kilometre karelik bir alanı ve 4 milyon nüfusu temsil ediyordu. Önderliğini Pomak liderlerden Ahmet Timirski, (Tımraşlı) Abdullah Efendi, Hacı Halil Efendi, Kara Yusuf Çavuş ve Hidayet Paşa adlı kişilerden oluşuyordu. 93 Harbi yıllarında kurdukları Filibe-Tımraş Cumhuriyetini inatla yaklaşık 30 yıl sürdüren bu Tımraşlılar ve Balkan Türkleri Osmanlının Balkanlarda hakimiyetini kaybetmesi sonucunda ilk kafilesi 93 Harbi sonrası kalanlarda 1912 yıllarında Anadolu’ya göçerler. Tabi ki geride Bulgaristan, Makedonya ve Güney Rodoplarda Yunanistan’da kalanlar da bulunmaktadır. Kurulan Cumhuriyetin oluşumunu Balkan Türklerinin Kökeni adlı kitabımda, büyüklerimizden dinlediklerimizi yazdım. Yaptığım araştırmalarla Tımraş ve Tımraş Cumhuriyetini ayrı bir kitapta toplamak arzusundayım.
1912 göçleriyle gelen Pomakların başında Ethem Bey vardır. Bu kişi o yıllarda Mustafa Kemal ****** ile çok sıkı bağları olan bir kişidir. Ethem Beyin gelini rahmetli Ülkü Özer, ziyaretine gittiğim bir gün bana kayınpederi ile ilgili olarak “ kayınpederim kendi evleri ile ******’ün babasının evleri arasında üç ev olduğundan, Bulgarlarca aranan bazı kişilerin göze batmasın diye Ethem Beyin evinde saklandığından” bahsederdi demiştir. Bu nedenle ****** ile Ethem Bey arasındaki ilişkiler Anadolu’da da devam etmiştir. ******’ün onları Konya yöresine yerleştirdiğini yaşlı Filibe-Tımraşlılardan dinlemiştim. Ethem Beyin Seydiköy’lü yaşlı Tımraşlıların anlattığına göre katırla getirdiği altınları bunları Balkan savaşları sonrası Mustafa Kemal’e Anadolu’nun kurtuluşunda kullanılmak üzere verdiğini tüm yaşlı Seydiköy’lülerden ve gelini Ülker Özer’den dinlemişimdir.
******’ün yönlendirmesiyle yaklaşık 15 bin kişilik guruptan 8 bin 500 civarında Tımraşlı Konya’ya yerleşirken, yaklaşık 4.500 civarı Çanakkale-Biga’ya, diğerleri de Bursa ve köylerine yerleşirler. Konya’ya yerleşenler huzursuzdurlar. Bir kısmı Konya merkezde kalmışlar, bir kısmı Çumra ve Çumra köylerinden Karaman yolu üzerinde oluşturdukları ve ismini de Filibe’den göçtükleri Tımraş’ı Anadolu’da yaşatmak isterler. Bu nedenle Çumra- Karaman arasında Tımraş ismiyle bir yerleşim kurarlar. Ama biraz önce değindiğim gibi huzursuzdurlar, Alibeyhüyük’lü Delibaş onları Gök Gözlü Deccalin adamları diye tedirgin etmektedir. Çünkü onlar bu yıllarda Ankara Hükümetinin yanında yani Mustafa Kemal’in destekçileridir. Kemal ve İlhan Şipkan’nın babalarından dinledikleriyle, Konya’ya yerleşen tüm Rumeliler ve Filibe-Tımraşlılar, kağnılarla Ankara’ya buğday götürüp satıyorlar, parasını silah alınması için Ankara’da bırakıyorlar. Padişah yanlısı Delibaş, Mustafa Kemal güçlerine böyle bir destek veren Rumelileri cezalandırmak ister. Ankara Hükümeti yanlısı Rumelileri devamlı tedirgin eden, Delibaş ise İstanbul Hükümeti yanında Konya valisi Artin Cemal ve akıl hocası Zeynel Abidin Beyin kurucusu olduğu Ahali fırkasından(daha sonraları bu fırka ‘parti’ Hürriyet ve İtlaf Fırkasına katılmıştır.) talimat alıyordu. 2-3 Ekim 1920 günü gecesi Delibaş ve adamları Çumra tarafından gelerek Konya’yı basarlar. Yüzlerce Ankara Hükümeti yanlısı yanında özellikle Rumelileri öldürür. Burada yine ona karşı gelenlerden o yıllarda Konya’da bulunan Dr. Pakize Tarzi’nin kız kardeşini de katleder. İsyan Ankara Hükümeti kuvvetleri tarafından bastırılır. Delibaş’ta İzmir dönüşü Akşehir yakınlarında Yunan pasaportuyla yakalanır.
Mustafa Kemal zorda olan hemşerilerini Fahrettin Altay’ı görevlendirerek kurtarmıştır. Ethem Beye haber göndererek hemşerilerini alarak Bursa veya İzmir’e yerleşmelerini ister. Ethem Bey Tımraşlıları toplayarak onları Bursa üzerinden İzmir’e getirir. Tımraşlıların bir kısmı Çumra, Tımraş (Gökhüyük) ve Konya’da kalırlar. Konya’dan göçenlerin bir kısmı da Bursa ve Bursa-İsmetiye Köyüne, diğerleri de İzmir’e yerleşirler. Tımraşlı yaşlılardan Bayman Ali şöyle anlatmıştı. “Ethem Bey bizi elindeki ******’ün yazdığı mektupla valiye çıkardı. İzmir Valisi bizi aldı, Alsancak vapur iskelesi ile Alsancak tren istasyonu arasındaki harabelik yeri gösterdi. Biz burasını beğenmedik, sonra Vali Bey bize Buca’yı gezdirdi, burada yaşayan bazı yabancılar ile Türkler vardı, burayı da beğenmedik. Ethem Beyin bize kızdığını hissettik ama buna rağmen beğenmediğimizi söyledik. Bizi Vali Bey bu defa Seydiköy’e götürdü, Seydiköy bom boştu. Burada yaşayanlar Yunanlı olduğu için hepsi kaçmışlar her yer bomboş, Ethem Beyle Vali Bey konuştular ve bizi buraya yerleştirdiler. Her taraf bomboş dilediğimiz evlere yerleşerek artık Seydiköy’lü olduk” diye anlatmıştı.
Filibe-Tımraşlılar İzmir-Seydiköy’e yerleşirler. Arkalarından 1924 mübadelesi ile gelen Batı Trakya Kavala civarından Korcu, Cigoş, Raca’dan göçen Türkler ile Akova ve civarından göçen Boşnaklar Seydiköy’ün ilk yerleşenleri olurlar.
Seydiköy’lü Filibe-Tımraşlılardan Hakkı Şipkan “Ethem Bey sanki bir baba, amca bir dayı idi. Herkesin yardımına koşuyor, evlenmek isteyenler kız isterken onu aracı yapıyordu. O da her şeyimize koşturuyor, bize göz kulak oluyordu. Seydiköy tren istasyonunda güzel bir ev yaptırdı. Orada bu konakta yaşıyordu. O yıllarda Cumaovası (Menderes)nda yaşayan bir tütün tüccarına kefil olmuş, borç ödenmeyince o da evini alacaklılara teslim etmiş. Seydiköy’ü terk etmiş. Çok onurlu bir adamdı. Seneler sonra onu Ankara’da ****** buldu. Ankara kalesinde bir evde kirada oturuyormuş. Çocukları yurt dışında okuyordu. ****** onlara yardımcı olalım demiş, çok onurlu bir insandı. Çocuklarım birbirine destek oluyor demiş Ethem Bey. Üç çocuğu vardı. Adil, Enver ve Hicriye, Adil’i ****** Merkez Bankasına, yurt dışında tahsil gören Enver’i de İller Bankasına yerleştirdiğini duyduk” diye anlattı. Yine Seydiköy’ün Filibe-Tımraşlılardan Hüseyin Meriç’te bu olayı şöyle anlattır. “Ethem Bey Tımraştan gelen bütün hemşerilerine ayırım yapmadan yardımcı olurdu. O yıllarda Cumaova’lı bir tütün tüccarına kefil olmuştu. Tütüne gelen bir hastalık neticesinde o yıllarda bu tütün tüccarının işleri bozulmuş. Borçlarını ödeyemez duruma gelmiş. Bunun üzerine tütün tüccarına kefil olan Ethem Bey özene bezene yaptırdığı evi kefilliğine karşı bırakarak Seydiköy’ü terk eder. Daha önceleri de önemli miktarda parasını Hisar Cami yakınlarında bir elbiseciye kaptırmış olduğunu duymuştuk. Bu olaylara çok içerleyen Ethem Bey ikinci kefillik olayından sonra Seydiköy’ü tamamen terk eder. Ortalıkta görünmeyen Ethem Beyi Seydiköy’lüler merak ederler. Seydiköy’ün ileri gelenleri Ankara’ya kadar giderek ******’e durumu anlatmak isterler, ******’ün Ankara’da olmaması üzerine durum TBMM Başkanı olan Abdülhalik Renda’ya anlatılarak geriye dönülür. Çok sonraları öğrendik ki Ethem Bey Ankara’ya yerleşmiş. Yenimahalle’de kendisine bir arsa alarak ev yaptırmış. Şimdi de gelini ve torunları orada yaşıyormuş.”
Ölümünün 71 yılında, başta Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve kurtarıcısı Mustafa Kemal ****** ile beraber tüm silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum. Seydiköy’ün kuruluşunda emeği geçen Ethem Bey ve tüm Seydiköy’lü Pomak, Boşnak ve Kavala, Korcu, Cigoş ve Racalı büyüklerimizi rahmetle anıyor, çocuklarına ve torunlarına uzun ömürler diliyorum.
Ercan Çokbankir
http://pomaknews.com/?p=5626
pomaklar.com- Admin
-
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07
Character sheet
Blog: test -
GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ :: .............İSTORİA NA POMAK......История........ :: Pomak Timras Cumhuriyeti
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz