GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Uye olarak desteklerimizi sunalim.

Join the forum, it's quick and easy

GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Uye olarak desteklerimizi sunalim.
GLASUVA NA POMAČİ ......POMAK HALKININ SESİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BULGARİSTAN’DA ASİMİLASYON VE “ZAVALLI POMAKLAR” ADLI BİR RİSALE -3-

Aşağa gitmek

pomaklar - BULGARİSTAN’DA ASİMİLASYON VE “ZAVALLI POMAKLAR” ADLI BİR RİSALE -3- Empty BULGARİSTAN’DA ASİMİLASYON VE “ZAVALLI POMAKLAR” ADLI BİR RİSALE -3-

Mesaj tarafından pomaklar.com C.tesi Mart 31, 2012 2:46 pm

Rumili Muhaeirin-i İslamiyye Cem’iyyeti Neşriyatından ZAVALLI POMAKLAR !

(3) “Bilenler bilmeyenleri öğretsinler” mealindeki lıâce-i şehîr Nasriiddin Efendi’nin mesele-i ma’rûfunca, bir vakitler teb’amız iken şimdi komşumuz bulunan canavar Bulgar milletini, bilmeyenler artık kalmış ise anlara, az bilenlere de tamamen ve lâyıkıyla öğretmek – yakînen Bulgarları bildiğimiz ve tanıdığımız içün – üzenimize adetâ farz olmuşdur. Evet, yirminci asr-ı medeniyetde, Avrupa’nın göbeğinde en iyi mevki’i işgal eden fakat medeniyyet ve insaniyet içün bir şeyn teşkil eyleyen, âlem-i Hıristiyâniyyetin âr u hîcâbsız evlâdlarından bulunan, başlıca düşmen-i cân, vatan ve dînimiz kesilen bu barbar, vahşî ve hunhar milleti – tedâbîr-i tahaffuziye ittihaz etmek içün – iyiden iyiye tammaklığımız hepimüz içün lâzım, hattâ elzemdir.
Tarihde Bulgar kavmi hakkında rivâyât-ı muhtelife mavcûddur. Ancak Osmanlıların Balkan yarımadasını işgal ve feth etmelerinden mukaddem “Volga” taraflarından göçebe hâlinde Tuna’yı geçerek Balkan yarımadasında tekessür etdikleri ve kör zamanlarda yarım yamalak, şöyle böyle yerde Bulgar krallığı teşkil etdikleri muhakkakdır. Az zaman (4) devam eden işbu Bulgar Krallığı, fesâd ahlak neticesi olarak bir takım derebeğlikler hâline döndüği sırada şimşîr-i celâdet-i Osmâniyye, Gelibolı’dan Rum-ili’ye geçen Osmanlı bahadırları sayesinde Balkan yarımadasının hemân her tarafına leme’ân olmağa, parlamağa başlamış idi.Her tarafda tevzî’-i adalet etdikleri içün yed-i işgallerine geçen arazî ahâlîsi,Osmanlıları cân u gönülden, kemâl arzu ve iştiyak istikbal ediyor ve râyet-i zafer – ayat-ı Osmânî altında o ana değin bulamadıkları huzur ve rahata nâ’il oldukları içün kendilerini pek mes’ud ve bahtiyar sayıyorlardı. İşte bunun içün müstakılen yaşayamayacaklarını yakînen anlayan müteferrik Bulgar derebeğleri de başda Şişman İvan olduğu halde birer birer ve bilâ- mukâvemet Osmanlılara teslîm olarak tâbi’tyyet-i Osmâniyye’yi der-âgûş etdiler.
Bu suretle Osmanlı tâbi’ıyyetine giren Bulgarlar Doksanüç Muharebesi’ne kadar asırlarca tâbi’tyyet-i Osmâniyye’de kalarak her unsur-ı ecnebî gibi anlar da din ve milliyetlerini şerî’at-ı İslamiyye ve Osmanlı re’fet ve âtıfet-i bî-pâyânı sayesinde muhafaza etdiler. Memâlik-i Osmâniyye’de meskûn anâsır-ı Hıristiyânîyyeye zulm ve i’tisâf edilmekde olduğundan bahs eden, yaygara koparan kimselerin hatt-ı hareketleri ancak edebsizlikle tefsir olunabilir. Osmanlılar, hakîkaten düşmenlerin dedikleri gibi olmuş olsa idiler, şimdiki hâlde ne dâhilde ve ne hâricde (5) Rum, Bulgar, Sırb ve sâ’ire kalmazdı ve pek tabi’î olarak son Balkan Muharebesi de meydana gelmezdi. Çünkü Osmanlılar en azametli ve şevketli sıralarında, bütün ehl-i sâlib kuvvetlerine karşu durduğu zamanlarda istediklerini icra edebilirlerdi. Fakat icra etmediler. Zîrâ buna tevfîk-i hareket eylediler. Siyâsiyûn-ı haziranın
telkînâtına nazaran belki de iyi yapmadılar ancak o mes’ele sadedimizden hâriç…
Evet, anâsır-ı Hıristiyan iyye kendilerine hüsn-ü mu’âmele edildiğinden, dîn ve milliyetlerine dokunulmayup iş ve güçleriyle meşgul olmaları içün serbest bırakılarak askere de alınmadıklarından zenginleşdiler, tekessür etdiler ve refâh-ı hâllerinden ne yapacaklarını şaşırarak ecnebi parmağı ile komitacılık yoluna sâlik oldular. Komitacılıklarında haklı olduklarını Avrupa efkâr-ı umûmiyesine tanıtmak içün sözde zulm görmekde olduklarını taraf taraf ve sûret-i mâhîranede işâ’a etmek lâzım idi.
Bunu da kemâl maharetle icraya muvaffak oldular. Bu yola sülük eden teb’amızdan hilekârlıkda en mahiri Bulgarlar oldu. Bulgar milleti, çalışkan, mu’annid ve muktesid ise de pek vefasız bir milletdir. Bulgar ile işi gücü olan bir âdem ânın dostluğuna asla bel bağlamamalıdır. Bulgar, işini, menfâ’atini te’min etdikten sonra babasına bile kavuk sallamaz. Ânın içün Bulgar ile (6) dostluk etmek mümkün değildir. Çünki Hun akvamından oldukları da iddi’a olunan Bulgarlar, Türkler ile kabil değil geçinemezler. Bulgarların nazarlarında düşmen
kelimesinin medlûli Türk’dür, ânlar Türk’den başka düşmen tanımazlar. Türk’ün gayrı kimseler ânlara düşmanlık etseler bile ânları hakîkî değil, arızî ve muvakkat düşmen add ederler. Türkler ise anların kadîm ve ebedî düşmeni sayılırlar. Bulgarlar, endaht-ı ta’limleri esnasında hedefi teşkil eden nîşan tahtası üzerine Türk kıyafetinde inşân resmi tersîm ederler. Mekteplerinde tedris olunan kırâ’at kitâblan, eş’âr mectnû’aları Türk mezâlimi ile mâlâ-mâl dolu bulunur. Kitabet derslerinde mu’allim ve mu’allimlerin talabe ve tâlibâta verdikleri vazâ’if-i tahririye mevzû’larını dâ’imâ Türk mezâlimi, hunharlığı teşkil eder, Bulgarların makâm-ı tahkîrde Türklere karşı isti’mâl etdikleri en hafif sıfatlar şunlardır: çingâne, miskin, gâcâl, çıtak ve vahşî ma’nâsını mütezammın olarak Asyalı ilâ âhiredir. Bulgarlar, tam ma’nâsı ile temeddün edemezler. Medeniyyet-i hakîkiyye Bulgarlık ile kâbil-i te’lîf değildir. Misâli: İşte Eski Zağra mes’elesi! Üserâ-yı harbe her yerde inşân mu’âmelesi edilmekte olduğu halde Bulgarlar binlerle üserâmızı Eski Zağra’da, kasaba (7) içerisinde kurşuna dizdiler, birçoklarını da ötede beride aç tutmak ve sa’ir suretlerle telef etdiler.[22]
Bulgarlar, okudukça, ilm ü ma’rifetde ilerledikçe kuduz ve canavar olurlar. Bu pek mücerreb bir keyfıyyetdir. Bugün en âlim bir Bulgar ile görüşünüz, söz Türk ile Bulgarlığa yâhud Müslümanlık ile Hıristiyanlığa intikâl eder etmez, bakınız konuştuğunuz o Bulgar bir taraf-ı mahsûs takınarak size karşı Türklük ve Müslümanlık hakkında ne gibi yalanlar, ürcûfe ve isnâdlarda bulunacak …
VeFhâsıl Bulgarlar – Türkler ile ba’demâ hoş geçineceğiz, çünkü Makedonya mes’elesi hail edilmiş ve Türkiya’da da Bulgar kalmamış olduğundan ihtilâfa sebeb olacak ortada mevâni’yokdur,deseler bile asla inanmayınız – zebûnkeş, fırsat gözetir, nankör bir milletdir. Rum-ili’de esna­ yı harbde bir çok İslam aileleri senelerce besledikleri Bulgar hizmetkâr ve yarıcıları tarafından kati olunmuşlardır.
İşte bu millet son Balkan Harbi’nde tâli’-i harbin tarafına teveccüh etdiğini görünce cihanı feth etmiş zann ederek kabına sığamaz oldı ve tabî’atinde olan bütün canavarlıklarını ortaya koydı. Bulgarlar ilk önce tekâlif-i harbiyye diyerek teb’a-î asliyyesinden olan ahâlî-i İslâmiyyenin elinden varını yoğum – kadınların zînet ve elmaslarına varıncaya kadar – her şeyi aldıkdan sonra (Cool istîlâ eyledikleri yerlerde büyük küçük, kadın erkek demeyerek binlerce dindaşlarımızı kılıçdan geçirdi ve ânı müte’âkib de mikdârı (150.000) yüzelli bini mütecaviz olan Pomak dindaşlarımızı kurûn-ı vasatî mezâlimini gölgede bırakacak bir takım zuim ve işkenceler isti’mâliyle cebren Hristiyan etdi ki el-ân Hristiyan bulunan Pomak dindaşlarımızın yegâne kabahati Bulgarca’da tekellüm edebilmeleri teşkil ediyor!
Demek ki Bulgar milletinin indinde fazla lîsan bilmek âdeta bir cinayet yâhud her Bulgarca bilenin Bulgar olması ta’bir-i diğerle Hıristiyan olması iktiza ediyor. Mantık olsa olsa bu kadar olabilir, bahane bulunmaz belki de Bulgar mantıki bunu îcâb ediyor! Cebran ve kahren Hıristiyan edilen Pomak dindaşlarımız Rapçoz (Lüpça),İstanmaka(Asenovgrad), Aydos(Aytos), Peştere, Razlık(Razlok), Norakop(Nevrokop), İstirumce(Strumitsa), Cum’a-i Bâlâ(Blagoevgrad) ve Ahî Çelebi kazalarında kesretle, sâ’îr kazalarda dağınık bir sûretde bulunmakdadırlar.
Bu zavallıların duçar oldukları felaketleri tamamen ve mufassalen yazmak içün cildler dolusu kitâb yazmak iktizâedeceğinden uğradıkları mesâ’ibden velev ki bir nebze olsun ahâlîmize mâ’lûmât verebilmek içün ber-vech-i âtî ba’zı vukû’atı kemâl te’essür ve te’essüf ile derc-i sahîfe eyliyoruz:
18 Mayıs 1913 (5 Mayıs 329) târihinde Filibe sancağına mülhak Peroştise (9) karyesi muhtarı Angel Manofasker-î Yuvan Karinçef, karye-i mezkûrede Arâmsâz çavuş Zelâtif, Demircik köy papası Görgi, Peroştise papası Stoyan, Derce köy muhtarı Aralan Karinçef ve civardaki kuradan daha yüz kişi kadar eşhâd sarf-ı ahâlî-i İslâmiyye ile meskûn eski Bulgaristan’ın Rum-ili-i şarki dâhilinde vâki’ Filibe sancağına mülhak Ropçoz kazası dâhilinde “Curyan” karyesine giderler. Orada bunlara köy kâtibi Espas ve köyün muhafazası hususundan Filibe kumandanlığı tarafından gönderilen Bulgar asâkiri dahi iltihâk ederek beynlerinde ba’de’listişare gürûh-ı mezkûreden bir kısmı karyeyi muhasara eder, kısm-ı diğeri dahi köy dâhiline girerek İslam haneleri üzerine hücum ederler, kapuları baltalar ile kırarlar, cebren hâne içlerine girerler. Erkek, kadın ve çocuk tefrik etmeyerek bilâ-istisnâ bütün ahâlî-i İslâmiyeyi bir sûret-i fecî’a ve vahşiyânede darp etmeğe başlarlar ve bu veçhile cümlesini hanelerinden ihrâc ederler. Karyeyi muhasara eden eşhâs-ı rezîle dahi karye içerisüne dâhil oldukda evvelkilerle birleşerek müctemi’an ahâlî-i İslâmiyyeye dîn-i İsevînin kabulünü teklîf ederler. Fakat ahâlî-i mezkûre bu canavarların nâ- kâbil-i kabul olan teklifini bir sûret-i ciddiyet ve azmkârânede redd ederler.
O vakt mezkûr cânîler darb mu’amelesini yeniden ve daha gaddârâne bir sûretde icra etmeğe başlarlar ve ahâlî-i (10) İslâmiyyeye kuvve-i cebriyye ile, hüsn-ü rızâlanyla Hıristiyan olduklarına da’ir birer kağıd imzalatırlar. Erkeklerin feslerini,kadınların ferace ve başörtülerini kılıç ve süngüler ile paralarlar. Artık Hıristiyansınız, kadın ve kızlarınız bundan böyle bilatesettür gezecekdir şayet erkeklerden birinin fes veya kadınlardan birinin ferace ve başörtüsü ile gezdiği veya âyîn-i Muhammedi üzre ibâdet etdiği görülecek olursa i’dâm cezasıyla tecziye olunacakclır, derler.Bundan sonra câmi’-i şerifin minaresini kısmen ve minberini kamilen hedm ederler. Cami’i kelîsâ ittihâz edüp derû’nini esnam ve tesâvir ile doldururlar. Minarenin üstüne çan ile haç ta’lik ederler ve ahâlî-i İslâmiyyeyi adetâ koyun sürüleri gibi cebrî sûretde kelîsâ ittihâz olunan câmi’-i şerife doldururlar. Ba’dehu bâlâda esâmîsî muharrer papaslar bi’1-cümle ahâlî-i islâmiyyeye cebren yedlerinde taşıdıkları haçı öpdürürler. Senin ismin şöyledir, filânın ismi böyledir diyerek ânları Hıristiyan isimleri ile tevsîm ederler ve böyle keyfi ve vahşîyâne bir sûretde bütün karye ahâlîsini Hıristiyan ederler.[23]
Karye-i mezkûre ahâlisinden: Bakkal Hasan zevcesi Saliha, Şaban Hüseyin zevcesi Hasibe, İsmail zevcesi Fatîma, Kula İsmail, Hacı İsmailzâde Yâ’kub, Uzun Süleyman, İsmail Gargat Osman, Sa’id-oğlu Hüseyin, Kotoman-oğlu ( I I) Kulaç Hüseyin, Gül Ahmed, Mısırlı Ali, Hacı-oğlu İsmail, Ali Bayram, Hacı Mustafa, zevcesi Fatıma, Karaman Hüseyin, zevcesi Fatıma, Arif zevcesi Hamîde, Kerim Ömer zevcesi Nesîbe, İsmail zevcesi Hasîbe, Salih zevcesi Hasîbe ve Süleyman zevcesi Fatıma ber-sûret-i fecî’a ve vahşîyâne ölüm derecesine gelinceye kadar darb edilmişlerdir. Mustafa bin İsmail ise defâ’atle vuku’ bulan şiddet-i darbe tâb-âver mukavemet olamayarak sâ’ika-i te’essürle zevcesini, iki oğlu ile bir kızını kati etdikten sonra sâliben intihar eylemişdir.
Devam Edecek………………

Yrd.Doç.Dr. Ahmet AKGÜN

——————–
Not: Kitap Adının alt kısmı yırtılmış olup basım yeri ve yılı noksandır.
[22]- Zağra’daki Bulgar zulmü konusunda bkz: H. Raci Efendi, (1990), Z a ğ ra Müftüsünün Anıları, Yay. Haz. M. Ertuğrul Düzdağ, İstanbul: Timas Yayınları, 280 s
[23]- 1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında da buna benzer olayların yaşandığı belgelerle sabittir. Bu belgelerde Bulgarların yaptıkları zulümler arasında; yağma ve katliamlar, köylerin yakılması, camilere sığınan halkın diri diri yakılması,halkın mal ve mülklerini Bulgarlarla paylaşmak ve Bulgarlaşmak zorunda kalacağı yolunda tehditler gibi. Bu konuda geniş bilgi için bkz; Bilâl N. Şimşir, (1968), Rumeli’den Türk Göçleri I, Ankara: TTK Yayınları; Bilal Şimşir, (1970), Rumeli’den Türk Göçleri II, Ankara: TTK Yayınları.
pomaklar.com
pomaklar.com
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 1529
Yaş : 51
Yaşadığınız Yer - Doğum yeri : Pomakistan
İşiniz : Yazar,araştırmacı),Siyaset
Ad Soyad & İme Prezime : Pomaklar.com
Tesekkur : 42
Puan : 1647
Kayıt tarihi : 27/05/07

Character sheet
Blog: test

http://pomaknews.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz