Pomaklar ve ırkçılık…

[pomaklar.com]

TÜRK-İSLÂM dünyasında genel kabûl görmüş olan “Yahudi motifi”yle, bizim azınlıkta genel kabûl görmüş olan “Pomak motifi” arasında müthiş bir benzerlik var…
Türk-İslâm dünyası için nasıl “her Yahudi paracı, zengin, uyanık, ‘kendinden’ olanı tutan/destekleyen, Dünya’yı yönetmeye yeminli herifin teki” ise, bizim azınlıkta da “her Pomak çıkarcı, paracı, uyanık, ‘kendinden’ olanı tutan/destekleyen, memleketin sahibi olmaya niyetli herifin teki”dir…
İsteyen istediği kadar inkâr etmeye kalksın, bu böyledir…
Kaldı ki, inkâr edecek olan düşünür, “Pomak’ın inadından tilki pazara çıkamamış” ve benzeri deyimlerin bu azınlığın bilinçaltına nasıl işlendiğini…
Hiç unutmam: bir keresinde, ilkokul 3’teyken, bazı arkadaşlar, ailesi Rodop dağlık köylerinden inmiş olan bir arkadaşımla “Pomak, Pomak” diye –akıllarınca– alay etmişler, onu küçük düşürmüşler… Çocuk, ağlaya ağlaya “daskalos”a gidip durumu anlatınca, “… ne mutlu sana! Niye ağlıyorsun ki? Irkınla gurur duy!” cevabını almıştı…
Yine aynı şekilde, Gümülcine’ye yerleştiği ilk günlerde ne olup bittiğini kavramaya çalışan sevgili dostum Lütfü (Mümünçe), bir gün gelip, “Yahu Mustafa” demişti, “sizin Gümülcine’de ‘Pomak’ kelimesi küfür, hakaret olarak mı kullanılıyor?”
Aynen öyleydi…
Gümülcine’de “Pomak” kelimesi, “salak, kalınkafalı” kelimeleriyle “eşanlamlı” olarak kullanılıyordu…
Bunun en mantıklı açıklaması da şu olsa gerek: Sonradan gelip bu topraklara yerleşmiş olan –yeni tabirle– “beyaz Türkler”, bu toprakların yerlisi olup, senelerce çeşitli “uygarlıklar”ın, “imparatorluklar”ın baskısı altında yaşamış; etliye-sütlüye pek karışmayıp, “ekmeğini taştan-topraktan çıkararak” yaşamaya çalışan bu insanları, “ikinci sınıf” olarak, “lümpen” olarak görüyor; onlara “güdülecek koyun sürüsü” gibi davranarak, nefislerini tatmin ediyorlar…
Tabii, cunta sonrası yıllarda her ne kadar bu insanların büyük bir kısmı kendini “Türkleştirmiş”, Pomak kimliğinin önüne “üstkimlik” olarak Türk kimliğini koymuş olsa da, bu, bizim azınlık içindeki egemen-mafya “beyaz Türk” takımının onları küçümsememesi, hor görmemesi için neden değildir…
Bunun en somut örneği de, bunun birkaç yıl öncesinde “azınlığın ‘güzide’ (beyaz Türk) gençlik kurumu-topluluğu” GAT’ta patlak veren bir çatışmada, -kendisi de Pomak kökenli olan ve sonradan (beyaz) Türkleşen ve GAT’a başkan olmaya lâyık olan- bir hadsizin, dağlık kolundan olan bir başka gence “… dağdan gelip bizi mi yöneteceksin, git köyüne koyun güt!” tarzınki çıkışıydı!..
(Tabii, ne bu gençlik topluluğuna “çatı”lık eden BTAYTD’nden, ne de başka bir kimseden, bu konu hakkında “çıt” çıkmamıştı!)
Olayı bağlayalım:
Geçtiğimiz günlerde, facebook’ta Sansürsüz Azınlıkçı’nın paylaştığı bir notun altına, Kozlukebir Belediyesi için “Toplumsal Hareket” listesi adına (“Toplumsal Bağımsız Oluşum” adıyla) hesap açmış; “Toplumsal Hareket”in “telekominikasyon ve internet görevlisi” olduğunu söyleyen bir zât-ı muhterem, (gazetemiz yazarlarından Salih Dede’ye atfen) şunları yazıyor:
“Senin turkce biraz zayif abi,anlayip dinlemeden yorum yapiyorsun,tekrar okumani tavsiye ediyorum,ayrica dedeler ile polemik yapmaktan hoslanmiyorum (ana dilleri turkce olmadigi icin) bu arada zengin turkcemizde internet abi gibi bir tanimlama soz konusu degil…Bide buyuk kucuk harf olayini dogru duzgun kullanirsan sevinirim,yoksa senin caps lock ayarini ben yapmak zorunda kalicam!”
Burada –sonundaki tehdidin dışında– verilen mesaj şu: Senin anadilin Pomakça, dolayısıyla, sen Pomak’sın… eh, dolayısıyla da, biz (beyaz Türkler olarak) seni ve senin gibileri (Pomakları, Çingeneleri-Romanları) muhatap almıyoruz!..
(Bu mesajdan farklı anlam çıkaran varsa, ya onun beyninde, ya da benim beynimde ciddi bazı sorunlar var demektir!)
Her ne kadar Toplumsal Hareket listesi başkanı Saadettin Şakir Hüseyin bu “tartışma”ya katılıp, yazdığı yorumda “telekominikasyon ve internet görevlisi” (!) arkadaşının bu tavrını onaylamadığını belirtip, üstü kapalı özür dilediyse de, bu özrün resmiyeti olmadığından benim için geçerliği de yoktur! Ve bir basın bildirisiyle, anadili Türkçe olmayan tüm insanlardan özür dilenmediği sürece de kendilerine bakışım değişmeyecektir!
Son söz: bu zihniyetin egemenliği sona ermediği sürece; mozaikliği, farklılıkları, çoksesliliği ve çokdilliliği kabûl edemeyen, içine sindiremeyen faşistler bu memlekette siyaset yaptığı, kalem oynattığı sürece de, “Pomak” kelimesi hakaret olarak kullanılmaya devam edecek… Kendini ezik, ikinci sınıf vatandaş olarak hisseden Pomaklar da, “farklı yöntemler”e başvurmayı sürdürecekler!..
Mustafa ÇOLAK
“Trakya’nın Sesi”, 17.03.11
http://batiktrakya.blogspot.com/2011/03/pomaklar-ve-rkclk.html
http://pomaknews.com/?p=4551